Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'a saldırı meselesi gittikçe garip
bir hal alıyor. Ama tabii söze girmeden, haberi alır almaz yaptığım
gibi, Ahmet Hakan'a saldırıyı kınıyorum ve 1.65 boyundaki
savunmasız bir adama dört kişi birleşip dayak atmanın da açıkça
namertlik olduğunun altını çizmek istiyorum.
Fakat ne ilginçtir ki, Doğan medyası, saldırının başından beri,
kendi yazarına âdeta 'kullanışlı mağdur' muamelesi yapıyor.
Saldırıyı sadece ve sadece Ak Parti'ye bağlamak için atmadıkları
takla kalmadı. Mesela ısrarla, saldırıdan 24 saat önce Ahmet
Hakan'ın gerçek hesap sanarak işadamı Cem Uzan'a, sosyal medya
üzerinden 'kriminal yavşak, lan şerefsiz, Şanzelize'ye kadar
kovalarım' şeklinde seri tivitlerle hakaret edip tehdit
yağdırmasını da haber yapamadılar; Uğur Adıyaman isimli saldırganın
PKK kamplarında çekilmiş fotoğraflarının ortaya çıkmasını da...
Hâlbuki bu veriler, en az iki saldırganın yıllar önce doldurması
bir dakika süren bir formu imzalayarak Ak Parti'ye üye olmaları
kadar güncel ve dikkat çekiciydi.
Ama dediğim gibi istedikleri gibi kullanışlı değildi belki de.
Yine saldırgan Fuat Elmas, kendilerini azmettirmekle suçladıkları
emekli 'özel harekâtçı' -ki Ak Parti'yi suçlayan yayın organları
genelde kendisini "eski polis memuru" olarak lanse etmeyi tercih
ediyor- Yahya Kemal Gezer'in kendilerine, "Talimat verildi. İşin
içinde MİT var. Emniyet var. Reis var" dediğini belirtmiş.