Taşkınlık, ani sinirlenme, geçici kişilik değişimi ve günlük hafıza kaybı, aşırı hayal gücü, korku nöbetleri... Histerinin belirtileri aşağı yukarı böyle. Şu son birkaç aya baktığımızda bile Erdoğan karşıtlığının bu belirtilerin hepsini içerdiğini söylemek mümkün. Taşkınlık: En hafifi 'Yargılanacaksınız' olan, 'Hepinizi asacağız'a kadar giden bir duygu savrulması içinde tecrübe edilir. Erdoğan'ın Malezya'ya kaçtığı ya da -Allah muhafaza- kalp krizi geçirdiği gibi dedikodular, bu taşkınlığın zirve yapmasına yardımcı olur. Ani sinirlenme: Muhatabınız, o an küresel ısınmanın etkisinden ya da nesli tükenen pandalardan bahsediyor olabilir, fark etmez. Tüm kötülüklerin kaynağı Erdoğan'dır. İbrahim Kutluay ile Demet Şener'in boşanma sebebi de odur, bu sene polen sayısının öncekilerden fazla olmasının sebebi de... Bu ansızın gelen öfke hali, katatonik biçimde "Hırsızsınız, katilsiniz, tecavüzcüsünüz" diye tekrar etmeye yol açabilir. Kendisinin etrafını boşaltıp, derin nefes almasını salık verin. Geçici kişilik değişimi ve hafıza kaybı: Dün 'Ülkeyi İran'a çevirdi' diye yakınan Erdoğan muhalifi bir tanıdığınız, bugün Zencani'nin idamı meselesi ya da Suriye'de ters düşmemiz vesilesiyle İran'ı övmeye, 'Keşke onlar gibi olsak' demeye başlayabilir. Ya da bir zamanlar her cümleye "F-tipi aşağı, badem bıyıklı yukarı" diye başlayan yakınınız, ertesi gün cemaatin mağduriyetinden ve kıymetli muhalefetinden dem vurmaya başlayabilir.