Birinci Dünya Savaşı'nı bitiren kararın üzerinden bir asır
geçti. Aradan geçen zamanda, dünya dinamikleri önce ABD'nin, sonra
İsrail'in ve bugün de Çin'in sahneye çıkışıyla nisbeten değişse de,
esas mücadele paradigması yerinde duruyor.
Yüzüncü yıldönümü etkinlikleri için Paris'e gelen Cumhurbaşkanı,
Charles de Gaulle Havalimanı'ndan direkt Orsay Müzesi'nde,
Cumhurbaşkanı Macron tarafından devlet başkanları onuruna verilen
akşam yemeğine geçti.
Müzenin girişinde Macron ve eşi tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı
ve eşi Hanımefendi, ardından Merkel ve Trump ile eşi ile de
görüşecekleri salona geçtiler. Trump ile yan yana oturan Başkan
Erdoğan'ın neler konuştuğunu yarınki röportajımızda
okuyacaksınız.
Esas bombayı ise Erdoğan, Ankara'dan uçağa binmeden patlattı.
Suudi, Amerikan, Alman, Fransız ve İngiliz istihbaratına
Kaşıkçı'nın işkence edilerek öldürülme anının ses kaydının
dinletildiğini ilan etti. Böylelikle hem ses kaydının varlığı en
üst resmî makam tarafından ilk kez tescil edilmiş oldu hem de
Batılı devletlere "Biliyorsunuz ama harekete geçmiyorsunuz" demiş
oldu.
Ekim ayında, Türkiye için ilginç bir döneme şahitlik ettik. İlkin
Kaşıkçı cinayetindeki stratejik yönetimimiz vesilesiyle dünya
gündeminin merkezine olumlu şekilde oturduk. Ardından Brunson'ın
iadesi sonrası dolar savaşı sona erdi ve normal seyrine doğru yol
almaya başladı. En son da Almanya Şansölyesi ve Fransa
Cumhurbaşkanı ile Rusya Devlet Başkanı'nı ağırladığımız İstanbul
Zirvesi ile Suriye masasındaki konumumuzu güçlendirmiş olduk.
Ay sonunda Arjantin'de gerçekleşecek G-20 Zirvesi'ndeki görüşmeler
sonrası tablo daha da netleşecektir.