Bir patlama... bir duman... ve bütün bir şenlik alayı,
Sahnelediği oyunu seyreden kalabalık; haşin, azgın
Tırnaklarıyla bir kahredici elin, didik didik,
Yükseldi havaya bacak, kelle, kan, kemik...
Ey yüce patlama, ey öc alıcı duman,
Kimsin? nesin? bu saldırıya iten ne, sebep ne? kim?
Arkanda bin meraklı bakış ve sen yoksun,
Görünmeyen bir eli andırıyorsun, kurtarıcı.
Silkip yüzyılların boyunlarındaki ilmiklerini, en çetin
Bir uykudan uyandırır milleti dehşetin.
Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın!
Attın... ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın!
Bir milleti çiğnemekle bu gün eğlenen alçak
Bir anlık gecikmeye borçlu bu keyfini
21 Temmuz 1905. Sultan Abdülhamit, Cuma selamlığı sonrası arabasına
doğru hareket ederken kendisine soru soran Şeyhülislam Cemaleddin
Efendi'yle konuştuğu için gecikmesi sebebiyle bombalı suikast
girişiminden kurtuldu. Suikastı planlayan Doğu Anadolu'da bağımsız
bir Ermeni devleti kurmayı amaçlayan komitacılarla, Avrupa ve
Rusya'daki anarşist 'yoldaş'larıydı.
Yukarıdaki tüyler ürpertici methiye, eğrisiyle doğrusuyla
Osmanlı'yı bir arada tutmakla kalmayıp bu atılım ve reformları da
gerçekleştiren Sultan Abdülhamit'in canına kast eden bombacıya ve
onun Abdülhamit'i değil ama 26 kişiyi öldüren bombasına düzülmüştü.
Peki bombacıya 'kurtarıcı, şanlı avcı' diyen kimdi? O dönem Robert
Kolej'de Türkçe öğretmenliği yapan bir 'Türk aydını' olan Tevfik
Fikret...
Osmanlı'yı bu gayri millî aydınlar ve onların silahlı yoldaşları
felakete sürükledi. 33 yıl imparatorluğu yöneten Abdülhamit'ten
iktidarı zorla aldıklarında sınırlarımız Yemen'den Adriyatik'e
kadar uzanıyordu. Birkaç yıl sonrasındaysa nerdeyse bugün
yaşadığımız sınırlara geriletilmiştik...
Cumhurbaşkanı'nın 'milli'likten bahsetmesi boşuna değil. Sadece üç
yıl içinde, birbirini Ergenekoncu-Fetocu diye suçlayanlar kardeş,
"Kürtleri Kürtler yönetir" diyenlerle "Türkiye Türklerindir"
diyenler müttefik olduysa ve hepsi bir ağızdan devlete karşı PKK'yı
savunur hale geldiyse, PKK'ya terörist demeyip askere 'Saray'ın
askeri' diyebiliyorlarsa, milyonların zihinlerini beraberce işgal
etmeyi başarmışlar demektir.