Basına yansıdığı kadarıyla Öcalan, "Benim hal hatır sorma
görüşmelerine ihtiyacım yok" diyerek HDP'nin görüşme talebini
kendisi reddetmiş. Doğru mudur bilmiyorum ama HDP'nin 2014
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş'ın aldığı %9'luk oy ve ABD
ziyareti sonrası Öcalan'ın çizdiği çerçeveyi bütünüyle terk ettiği
görüldüğünde, süreç de çöktüğüne göre şaşırtıcı değil.
Şayet Öcalan, siyasî okumalarını bir yıl içinde tamamen ters yüz
etmediyse, Şubat 2013'te sızdırılan İmralı zabıtları bu görüş
ayrılığına ışık tutacak türden. İlkin paralel yapının 7 Şubat
darbesi ve sonrasına dair Öcalan'ın dediklerine bakalım: "AKP'nin
çıkışları yanlıştır.
Son bir buçuk yılda büyük bir savaşa yüklendiler. Nihai tasfiye
operasyonları yaptılar.
Sayın Başbakan'ı buna inandıran ekip '(2011'de) PKK'yi bitireceğiz'
dedi. 10 bin kişiyi (KCK) içeriye aldılar, Bu güç MİT'e de darbe
planladı.
Ben hemen devreye girdim, 'bu darbedir' dedim.
Ergenekon'dan farkı yok.
Başbakan MİT'e darbe yapılınca sıranın kendisine geldiğini gördü,
Başbakan vatana ihanet suçundan tutuklanacaktı. (Durdu yeniden söze
başladı) Genelkurmay Başkanı'nın (İlker Başbuğ'u kastetti)
tutuklanması da budur. O güce Cevat Öneş 'darbe' dedi. Bu yüzden
ben devreye girdim, yardımcı olayım dedim... Bir darbe var, fakat
derinliğini tam fark edemiyorum.
MİT'i düşürseydiler.