"Halk, sandıklara akın etti; vatandaş AB'de kalamadı."
Şimdilerde İngiltere'de hâkim olan hava biraz bu. Zira kalma
taraftarlarının daha çok yüksek gelirli ve yüksek eğitimliler
içinden, ayrılma taraftarlarının ise daha çok az gelirli ve az
eğitimliler içinden çıktığı belirlenmiş.
Buna ek olarak, Galler hariç, Kuzey İrlanda ve İskoçya'nın da
ayrılma taraftarı olmaması ve sırf İngilizler öyle istedi diye
birlikten ayrılmak zorunda kalmaları, bu ülkelerdeki
milliyetçilerin elini güçlendirdi.
"Britanya'dan ayrılıp, AB'ye kendimiz girelim" tezini savunan
milliyetçi ayrılıkçılar sırayla söz aldı. Bunların içinde İskoçya
Birinci Bakanı ve İrlanda'nın önde gelen siyasetçilerinden Sinn
Fein'li Gerry Adams da yer aldı.
Kısaca tezleri şuydu: "İrlanda da, İskoçya da geleceğini Avrupa
Birliği içinde görmektedir.
Britanya hükümeti, bizlerin ekonomik ve siyasi çıkarlarını temsil
etme noktasındaki tüm gücünü kaybetmiştir." Britanya milliyetçi
söylemler eşliğinde AB'den ayrılırken, imparatorluktan kalan son
toprakların İskoçya ve İrlanda'daki milliyetçilerin AB'ci
söylemleri eşliğinde koparılması gerçekten ironik olur.
Tabii tüm bunları izleyen ve Ortadoğu hafızasına sahip olan
herhangi birinin, yüzyıllardır coğrafyamızı "böl-parçala-yönet"
diyerek ayıranların, sınırlarımızı cetvellerle belirleyenlerin
arasındaki bu kavgaya bakıp biraz keyiflenmemesi de mümkün değil
sanırım.
Öte yandan, ülkesini nasılsa 'Kalalım' çıkar düşüncesiyle, AB'yi
sıkıştırmak için referanduma götüren Cameron, sonradan keskin bir
'Kalalım' politikası izlese de devletin siyasi birliğini de bölmüş
oldu.