Anayasa Mahkemesi, dershanelerin kapatılması veya özel okula
dönüştürülmesine ilişkin yasayı iptal etti. Bunu CHP'nin başvurusu
üzerine yaptı. Dün CHP'li vekiller, paralel yapının kendilerine
tebriklerini ve alkış yağmurlarını kabulle meşgullerdi.
CHP 180 derece dönüşlerini takipte belki de cumhuriyet tarihinde en
çok aciz kaldığımız garip bir parti. Buyurun, 2005 yılında, Kemal
Kılıçdaroğlu'nun da imzası olan TBMM önergesinde, Gülen okul ve
dershaneleri ülke güvenliği için tehdit olarak tanımlanıyor,
haklarında anayasanın 98. ve iç tüzüğün 104. ve 105. maddeleri
gereği araştırma yapılması talep ediliyordu.
Kılıçdaroğlu vekilken yapılan önerge yeterli gelmediyse, kendisi
CHP Genel Başkanı iken daha 4 sene önceki vaatlerine bakalım.
Dershanelerin, öğrenci başarısına önemli katkı getirmediği
araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu nedenle ülkemizde dershane
gerçeğine ciddi bir çözüm getirmek ve dershaneleri eğitimin
gündeminden çıkartmak gerekmektedir.
Evet, CHP, yıllardır sürdürdüğü dershane karşıtı tavrından,
Gülencilerle ortak amaçta, Erdoğan'ı yıkmakta birleşince vazgeçti.
Balyoz ve Ergenekon gibi davalardaki itirazlarından, Gülencilerin
milli güvenlik tehdidi haline geldiği iddiasından vazgeçtiği gibi.
Hatta vazgeçmekle yetinmedi, tam tersini dillendirmeye başladı.
Artık karşımızda Gülencilerin servis ettiği kasetleri meclis
kürsüsünden yayınlayan, 'CHP' cemaatle işbirliği yapıyor diyen
ulusalcı, 7 göbek CHP'li vekillerini 'ki ikisi de kadındır',
siyasette kadın cesareti diye ayrı bir başlığı hak
etmektedirler.