"Tek bildiğim bir patlamayla komşumun üstümde öldüğü...Terörü
lanetliyorum.
Gelin ve damadın en mutlu gününü zehir ettiler. Orada masum
çocuklar vardı. Kimsenin suçu yoktu.
" Gaziantep'teki menfur terör saldırısından yaralı olarak
kurtulan Gülser Ateş, böyle söylemiş.
Okur okumaz, o ilk cümle defalarca yankılandı zihnimde: "Tek
bildiğim, bir patlamayla komşumun üstümde öldüğü..." Patlama haberi
duyulur duyulmaz ne çok şey bilenler vardı hâlbuki!
29'u çocuk, 51 kişinin öldürüldüğü bir saldırıya dair kimi
'analist' Alevi mahallesinin hedef alındığını, kimisi Kürtlerin
düğünü olduğunu, vs. söyledi durdu.Hiç de çekinmeden yaptılar bu
ayrımları.Hâlbuki teröristlerin istediği tam da bu dille konuşmamız
değil miydi zaten?
Teröristlerin zihin kardeşi HDP, sanki PKK Van'da, Mardin'de,
Elazığ'da Kürtleri katletmemiş, sadece 10 gün içinde 41 kişiyi
öldürmemiş gibi susan HDP, saniyesinde açıklama yayınlayıp "Bizim
partililerimizi hedef aldılar" dedi mesela. Hatta iki HDP vekili,
daha da ileri gidip hastanedeki yaralılara ırkçı grupların
saldırdığı yalanını uydurup toplumu infiale sürüklemeye
çalıştılar.
Evet, topyekûn bir saldırı altındayız.Darbeciler eliyle işgale
teslim olmadığımız için cezalandırılıyoruz. FETÖ, PKK, DAEŞ... Bu
saatten sonra failin adı önemsiz. Hepsinin amacı Türkiye'ye diz
çöktürmek, hepsinin amacı bizi birbirimize düşürüp birliğimizi
sarsmak, hepsinin amacı kuklacılarına hizmet etmek.
Hepsinin amacı, en nihayetinde kim olursak olalım, birbirimizin
komşusu olduğumuzu, yakmaya çalıştıklarının da hepimizin evi
olduğunu unutturmaya çalışmak.Gülser Hanım gibi, biz de bunu hiç
unutmayalım, olur mu?