Hilal Kaplan Sabah Gazetesi

Kutuplaştırmaya geldim!

Türkiye'ye, böyle bir dönemde, içinden geçtiğimiz zaman diliminde yapılabilecek en büyük kötülük, "kutuplaşma" ve "gerilimi" körüklemek ve pompalamaktır."- Cengiz Çandar "Çünkü hızla...

18 Aralık 2015 | 508 okunma

Türkiye'ye, böyle bir dönemde, içinden geçtiğimiz zaman diliminde yapılabilecek en büyük kötülük, "kutuplaşma" ve "gerilimi" körüklemek ve pompalamaktır."
- Cengiz Çandar
"Çünkü hızla kutuplaşan Türkiye'de cepheler gitgide keskinleşiyor, 'sevgisiz'leşiyor.
Başbakan Erdoğan, öyle anlaşılıyor ki, kutuplaşmadan siyasal çıkar bekliyor, bunun kendisine seçim sandığında daha çok oy kazandıracağına inanıyor."
- Hasan Cemal
"Çünkü kendini içine kapattığın yasak şehir tek kutupludur, yüksek duvarların ardından görmeyince elbette senin için kutuplaşma şehir efsanesidir"-
Ertuğrul Özkök (*)

17-25 Aralık darbe girişiminin üzerinden iki yıl geçti. İki yıl önce bugün, emniyet- yargıdaki paralel vesayet aktörleri, meşru hükümeti alaşağı etmeye çalıştı. Başbakan Erdoğan'ı 'dönemin Başbakanı' yapmak, engel gördükleri tüm seçilmişlere hüküm giydirmek amacıyla hareket ettiler.
Millî iradeye kastedenlerin düştüğü zilleti izlerken, bu darbenin atlatılmasını halkının refahını öncelediği için 'hırsız', ilk kez barışı tesis etme yoluna ülkeyi soktuğu için 'katil' ilan edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dik duruşuna ve milletin ferasetine borçlu olduğumuzu unutmayalım. Erdoğan'ın önce askerî sonra paralel vesayetle mücadelesi boyunca, bu mücadeleyi bertaraf etmek isteyenlerin parolası 'kutuplaşma' oldu.
Toplumun bir kesimine, sadece bir partiyi destekledikleri için "g.t kılından hırsız"a kadar değişen bir sprektrumda hakaret eden bu güruh, aynı zamanda yeri geldiğinde de toplumdaki kutuplaşmadan dert yandı. 1 Kasım öncesi her biri açıkça iç savaş çağrısı yapan bu kesim için kutuplaşma, sadece sistemin dönüşmesine engel olma amacıyla kullanılan 'yumuşak söylem' stratejisiydi.
Geçtiğimiz günlerde verdiği bir röportajda, Başbakan Davutoğlu da maalesef bu tuzak söyleme teveccüh etti.
"(...) Sükûnet sağlanmadan kutuplaşma içinde anayasa yapılamayacağını gördük. Matematiksel olarak da psikolojik olarak da mümkün değil. Bir taraftan mücadele edeceğiz, yoksa soyut olarak anayasa tartışmasını başlattığınız zaman buralarda zaafa uğrarız.
Anayasanın sükûnetle tartışılmasını sağlayacak bir ortam sağlayacağız.
Kutuplaşma atmosferinden çıkmak, herkesin kendi mahallesinden çıkması, başka çevrelerle konuşur hale gelmesi...
Kastım şu, herkes kendi mahallesinden çıksın. Türkiye'de en büyük tehlike Alevilerin sadece Alevilerle, Sünnilerin Sünnilerle, Türklerin Türklerle, Kürtlerin Kürtlerle konuşmaması gerek. Böyle olursa yeni bir anayasa yapamayız."
Türkiye'de, farklı etnik ve mezhep mensuplarını birbirine düşürme projesi her zaman var olmuştur. Ancak PKK'nın ve DHKP-C'nin terör eylemlerine rağmen, toplumsal bazda böylesi bir düşmanlığın söz konusu olduğundan bahsedilemez.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır 08 Kasım 2024 | 154 Okunma Avrupa’ya sızan İsrail casusları 06 Kasım 2024 | 293 Okunma ‘Kutsal işgal’ 05 Kasım 2024 | 186 Okunma Göbeğimizi kendimiz keseceğiz 01 Kasım 2024 | 211 Okunma Trump mı, Harris mi? 30 Ekim 2024 | 423 Okunma