En temel verilerden bile habersiz ya da gönüllü bir cehaletle
yazan kişiler yüzünden meselenin esasını kaçırıyoruz.
Mesela Katar'a ekonomik yardım istemeye gelmişiz gibi bir tezvirat
dönüyor. Hâlbuki Türkiye-Katar arasında 2015 yılından beri her
senenin Aralık ayında Yüksek Stratejik Komite toplantısı
gerçekleşir. Nitekim bu sene de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve
beraberindeki heyet bir yıl önceden planlanan Yüksek Stratejik
Komite toplantısının yedincisini gerçekleştirmek üzere Doha'da
bulunuyor. Ancak birileri ne kadar "incinse" de Türkiye-Katar
ilişkileri özellikle 15 Temmuz ve Katar ablukası sonrası güçlenerek
devam ediyor. Darbe sonrası Erdoğan'ı arayan ilk lider Katar Emiri
olmuştu. Abluka sonrası ise Katar'ın yanında durarak Suudi
Arabistan- Birleşik Arap Emirlikleri baskısının sonuç vermemesinde
en kilit ülke Türkiye oldu.
Muhalefetin Katar alerjisini ise İslâm düşmanlığından ayrı okumak
zor. Zira örneğin Suriye de Arap ve liderleri dünya tarihinde en
çok sivili katledenler arasına ismini yazdırmış bir cani. Fakat CHP
sırf "seküler" gördükleri için Hatay'ı işgalden bahseden Esad'la
bile ilişki kurmaktan yanayken Türkiye'ye doğrudan yatırım yapan
ilk on ülke içindeki...