Almanya, Yunanistan, Polonya ve Hollanda, yani hem NATO hem AB üyesi olan ülkelerin liderleri, zaten NATO Zirvesi öncesi Türkiye'yi ziyaret edip Başkan Erdoğan ile bire bir görüşmüşlerdi.
Bunların içinde Hollanda Başbakanı Rutte'nin, ertesi gün Brüksel NATO Zirvesi'nde buluşacağı Erdoğan ile Ankara'ya gelip görüşmeyi tercih etmesi özellikle dikkat çekiciydi.
Brüksel'deki zirvede ise Başkan Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüşmesi sonrası İngiltere Başbakanı Johnson, İtalya Başbakanı Draghi, İspanya
Başbakanı Sanchez ve Estonya Başbakanı Kallas'ı kabul etti.
Daha bir yıl öncesine kadar bu ülkelerin medya-siyaset çevrelerinde Türkiye'yi NATO'dan dışlamanın bir seçenek olarak konuşulduğu düşünülürse, bugün gelinen noktada hepsinin Türkiye'nin ittifaktaki önemini fazlasıyla idrak ettiği anlaşılıyor.
Bunda Türkiye'nin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası iki ülkeyle de konuşabilmesinin, işgale karşı durup Montrö Sözleşmesi'ni işletmesine rağmen Rusya'nın dikkate aldığı tek NATO ülkesi olarak kalmasının, Bayraktar başta olmak üzere dikkat çekici savunma sanayii atağının ve aynı zamanda enerji ile ticaret rotaları için de vazgeçilmez olmasının payı büyük.