Hilal Kaplan Sabah Gazetesi

NATO ve biz

İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan düzenin üç sacayağı vardır. İlki merkezi New York'ta bulunan ve 1945'te kurulan Birleşmiş Milletler, ikincisi Amerika öncülüğünde 1949'da kurulan Kuzey Atlantik...

16 Ekim 2019 | 2.927 okunma

İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan düzenin üç sacayağı vardır. İlki merkezi New York'ta bulunan ve 1945'te kurulan Birleşmiş Milletler, ikincisi Amerika öncülüğünde 1949'da kurulan Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü ve 1951'de kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'ndan Maastrich Anlaşması ile Avrupa Birliği'ne evrilen oluşumdur.
BM, savaş sonrası oluşan siyasî düzenin organizasyonunu amaçlar. NATO, Batı'nın askerî birlik ve organizasyonunu hedefler. AB ise malumunuz birleşik Avrupa idealini ekonomik ve siyasi gerçekliğe dönüştürmeye çalışır.
Türkiye, BM'nin kurucu anlaşmasında imzası olan 50 ülkeden biridir. Kore Savaşı'na katılmamızdan bir süre sonra, 1952'de NATO'ya dahil olmuşuzdur.
Avrupa Birliği bahsi ise zaten malumunuz...
PKK ile YPG arasında hiçbir farkın olmadığını yakinen biliyoruz.
Fakat sınırımızdaki bu terör oluşumuna, BM Şartı'nın 51. maddesi doğrultusundaki müdahale hakkımıza yıllardır karşı çıkılıyor. Dinlemedik, önce Zeytin Dalı harekâtıyla girdik. Ve yine dinlemedik, Barış Pınarı harekâtıyla tekrar sahadayız.
Gelin görün ki, BM Güvenlik Konseyi'ndeki sözde NATO müttefiklerimiz bu hakkımızı icra etmemize karşı çıktılar. O kadar ki harekât sebebiyle bize silah ihracatını yasaklayan veya askıya alan ülkelerin hepsi NATO üyesi. ABD de kendisi ile anlaşılarak girişilen bir operasyon üzerinden, baskıya dayanamayan Başkanı sebebiyle bir takım ekonomik yaptırımlar uygulamaya hazırlanıyor.
İş bununla da bitmiyor. ABD ordusu, yıllardır kendileriyle konuşarak Münbiç'in kontrolünü isteyen Türkiye yerine, bölgeyi Rusya'ya teslim etmeyi daha uygun buluyor. Böylelikle Münbiç'te iki yıldızlı Suriye rejimi bayrağı ile Rus bayrağı dalgalanıyor.
Rejim üniforması giyen YPG'lilerin de yakında arzı endam etmesi beklenebilir.
Özetle, NATO'nun kurucusu sayılan ABD, NATO üyesi müttefiki yerine Ruslarla anlaşıyor.
Harekât sayesinde şimdiden terör koridoru projesini rafa kaldırdık.
Sınırımızın büyük kısmını YPG'den temizledik. Onlarla ABD arasındaki bağı kopardık. Ancak işin bu kısmını da görelim ki ortalığı ABD-Rusya savaşı diye inleten analistlerin ötesini duyabilelim.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır 08 Kasım 2024 | 154 Okunma Avrupa’ya sızan İsrail casusları 06 Kasım 2024 | 293 Okunma ‘Kutsal işgal’ 05 Kasım 2024 | 186 Okunma Göbeğimizi kendimiz keseceğiz 01 Kasım 2024 | 211 Okunma Trump mı, Harris mi? 30 Ekim 2024 | 423 Okunma