Hakikat kelimesinin bu kadar çok anılıp da bu kadar ayağa
düşürüldüğü başka bir dönem yaşandığını sanmam. Sorsan herkes
hakikatin peşinde ama aslında kendi menfaatini hakikatmiş gibi
sunmanın derdinde.
Hakikatin berrak suyunu bulandırmak için taktikleri ise hep aynı.
Ya gazeteci süsü verilmiş firari bir suçlu ağzından ya da ne idüğü
belirsiz internet siteleri üzerinden çalmak istedikleri kara iftira
ne ise onu "iddia" diye söyletiyorlar. Sonra o
"iddia" başlıklarda gerçek gibi tüm internet
üzerinden yayılıyor, sosyal medyada gündem ediliyor. Gerisi çorap
söküğü...
İftiraya maruz kalanın elinde ise ilgili
"haber"in kaldırılması ve/veya tekzip edilmesi
dışında bir teselli kalmıyor. Teselli
diyorum çünkü hukuk yoluna gidilene dek o uydurulan yalan,
milyonların gözünde "gerçek" gibi
benimsetilebiliyor. Hakikat ayağa kalkana
dek, yalan dünyanın etrafını dolaşmış oluyor.
Böylesi bir...