On yıl önce gerçekleşen global ekonomik krizin merkez üssü ABD
idi. Bu krizin sebeplerini anlamak için ABD finans sektörünün
temelini oluşturan kurumları hatırlayalım.
Goldman Sachs, Morgan Stanley, Lehman Brothers, Merrill Lynch, Bear
Stearns gibi yatırım bankaları, Citigroup ve JP Morgan gibi finans
holdingleri, AIG, MBIA,
AMBAC gibi menkul kıymetler sigorta şirketleri ve Moody's, Standard
&
Poor's ve Fitch derecelendirme kuruluşları bu krizin ana
aktörleriydi.
Bu oluşumlar, menkul kıymet besin zinciri ile finansal olarak
birbirlerine bağlanmışlardı.
Tek gereken dominonun ilk taşının düşmesiydi.
Tertip kabaca şöyleydi:
Ev almak isteyen sıradan vatandaş, cebine asla giremeyecek uçuk
meblağlarla kredi alıp bankaya borçlanıyordu.
Kredi aldıkları banka da en yüksek kârı elde etme hırsıyla yatırım
bankaları ile borç ilişkisine giriyordu. Ve elbette o yatırım
bankaları da çalıştıkları yatırımcıları bu yönde yatırıma teşvik
ediyordu. Derecelendirme kuruluşları da bu kredilerin ve hesapların
güvenilirliğine dair derece bildirmeleri karşılığında para
alıyorlardı.
Yanlış okumadınız; derecelendirme kuruluşuna para veren kurum,
kendisinin değerlendirilmesini istiyordu.
Üstelik derecelendirme olarak yüksek not karşılığı, daha fazla para
kazanıyorlardı.
Birisi "çıkar çatışması" mı dedi?
İflas etmeden üç ay önce, Bear Stearns'e verilen kredi derecesi 3A
idi. Lehman Brothers'a iflasından sadece birkaç gün önce 2A
derecesi verilmişti. AIG'e batmadan birkaç gün önce 2A
verilmişti.
Fannie Mae ve Freddie Mac'in iflas edip kurtarılmadan önceki
dereceleri 3A idi.
2008 ABD mali krizi sonrası derecelendirme kuruluşları da mercek
altına alındılar. ABD Temsilciler Meclisi'nde ve Senato'sunda
yetkili isimleri ifade verdiler.
Hepsinin ortak savunması şu oldu: "Verdiğimiz dereceler
görüşümüzdür.
Onlar sadece görüş. Bizi görüş belirttiğimiz için sorumlu
tutamazsınız." Türkiye'yi "çöp" statüsüne indiren derecelendirme
kuruluşları işte bunlardı.
Neticede yüzbinlerce Amerikalı evini ve işini kaybettiği ile kaldı.
Hükümet ise Bush liderliğinde 700 milyar dolarlık bir kurtarma
paketi ile yatırım bankalarının ve finans endüstrisinin yardımına
koştu. Üstelik yatırım bankaları üst zincirinde yer alan
yetkililerin hiçbiri milyonlarca dolarlık bonuslarını almaktan geri
kalmadı.
Yatırım bankası Bear Stearns martta iflas etti. JP Morgan Chase,
ABD Merkez Bankası (FED) desteğiyle Bear Stearns'ü çok ucuza satın
aldı. Kimsenin batmaz dediği, 158 yıllık yatırım bankası Lehman
Brothers 15 Eylül'de iflas bayrağı çekti. Paniği büyütmemek için
aynı gün Merrill Lynch'e el konuldu ve Bank Of America, bu bankayı
50 milyar dolara satın alacağını açıkladı. Aynı ay ABD yönetimi
Fannie Mae ve Freddie Mac'in denetimine el koydu.
Eskiden dünyanın en büyük sigorta şirketi olan AIG, (FED) ile 85
milyar dolarlık anlaşmayı imzaladı. ABD hükümeti, AIG'nin
hisselerinin yüzde 79.9'unu aldı.
On yıl sonra, dönemin kurtarma paketinde rolü olan üç isim ABD'yi
yeni bir ekonomik bunalımın tekrarı konusunda uyarıyor. ABD dış
borcu bu süreçte iki katına çıkmıştı. Faizle borçlananlar üzerinden
faizle borçlananlar üzerinden faizle borçlananlar üzerinden faizle
borçlananların düzeni olduğu gibi sürüyor. Görelim nereye
kadar...