Taşkent ve Buhara
Özbekistan'ın, kendisini tanıyan ilk ülke olan Türkiye ile ilişkileri önceki Cumhurbaşkanı Kerimov'a karşı yapılan darbe teşebbüsünde de payı bulunan FETÖ sebebiyle uzun yıllar sekteye uğradı. Ancak ilişkiler Cumhurbaşkanı Kerimov'un vefâtının ardından başa gelen Mirziyoyev ile Cumhurbaşkanımızın kurduğu sıcak ilişkiler sayesinde hızlı bir iyileşme dönemine girdi. Orta Asya'daki tüm ülkelerle sınır komşusu olan, Orta Asya turizminin yarısına tekabül eden potansiyeli, 33 milyonluk nüfusu ve jeo-politik açıdan kilit ülke konumuyla Özbekistan, sadece Türk dünyası ile ilişkilerimiz açısından değil, bölgedeki konumumuz açısından da hayatî bir öneme sahip.
***
Şu anda Özbekistan'ın dış ticaret yaptığı ilk beş ülke arasındayız. Ayrıca Özbekistan, Türk vatandaşlarına bir aylık vize muafiyeti de sağladı. Turizm, inşaat ve bankacılık alanında çok önemli işbirlikleri hayata geçiyor.
Ziraat Bankası, Özbekistan'daki ilk %100 yabancı sermayeli banka oldu.
Stratejik ortaklık düzeyine gelen ilişkilerimiz sayesinde sadece geçen sene beş kez Özbekistan- Türkiye İş Forumu gerçekleştirildi.
Ziyaretin ikinci gününde, Özbekistan Cumhurbaşkanı ve eşinin de katılımıyla, Ehl-i Sünnet için en değerli eserlere imza atmış muhaddis İmam-ı Buharî'nin memleketi Buhara'ya geçildi. İlkin Nakşibendi tarikatının isim babası olan Şah-ı Nakşibendi Seyyid Muhammed Bahauddin'in türbesinde Kur'an tilaveti dinlendi ve dualar edildi. Ardından 4. yüzyılda inşa edilen Ark Kalesi ve âşık olunacak güzellikteki Mir Arap Medresesi'ni de içeren Poyi Kalon Külliyesi'ne geçildi.
Tarihî kervansaray ve çarşıyı gezerken güler yüzlü Özbek vatandaşlarıyla da sohbet etme imkânı bulduk. Halkın Türk dizilerine ve sanatçılarına ilgisine, Türkçe sevgisine ve ülkemize olan teveccühüne de birebir şahit olduk. Benim için en mutluluk verici olansa çok rahat Türkçe anlaşabilmemiz oldu.
Özbekistan, uzun yıllar sonra kavuştuğumuz kardeşimiz gibiydi. Kaybettiğimiz yirmi yılı telafi etmek için ne yapsak az.