Esma Yılmaz, 15 Temmuz gecesi, kucağında altı aylık bebeğiyle,
25 yaşında dul kalmıştı. Eşi Kurra hafızı İbrahim Yılmaz, şerefsiz
FETÖ'cülere direnirken şehit düşmüştü. Erzurum'da Kur'an kursu
hocalığı yaparken, ailelerini görmek için İstanbul'a gelen çiftin
hayatı, bir gecede dönüşmüştü.
28 Şubat'tan ötürü bir 'kader yakınlığımız'ın olduğunu sandığım
Saadet Partisi, tüm hüsnü zan çabalarımızı tüketti. CHP ile yan
yana durmaları, 28 Şubat zihniyetiyle kol kola girmeleri, başörtülü
avına çıkmış gazetecileri taltif etmeleri yetmedi; utanmadan bu
şehit eşinin iffetine bile dil uzatmaya kalktılar.
Yani iş, izzet sahibi hiçbir insanın susamayacağı noktaya geldi.
Geçtiğimiz hafta SP lideri Temel Karamollaoğlu'na yönelik kırgın
bir üslupla, "Darbeye tiyatro diyenlerle ittifak ettiniz. Rahmetli
Hocamın yolundan çıktınız" diyen 15 Temmuz şehidi, İbrahim
Yılmaz'ın eşi Esma Hanım'a, Karamollaoğlu'nun bağırması ve
yanındakilerin "Kimin ajanısın sen?" diye üzerine yürümeleri zaten
yeterince inciticiydi.
Ancak gelin görün ki, Saadet kadroları "az bile yapıldığı" ortak
kanaatini taşıdıklarını, Esma Hanım'a yönelttikleri rezil üslupla
kanıtladılar. Birkaç örnek vereyim de rezaletin boyutunu görün:
Siz de şu kadarını bilseniz yeter: Esma Hanım yalnız değildir.