"Yasadışı olanı derhal yaparız, anayasa dışı olan biraz zaman
alır."
Henry Kissinger öldü. Sıcak yatağında, 100
yaşında, yerleşik medyanın "dünyanın en büyük diplomatı" olarak
andığı bir isimken ve evindeki ödüller rafında Nobel Barış Ödülü
varken öldü. Cehenneme inanmayan biri olsaydım kalbim kırılırdı;
ama onun çektiği azaptan emin olduğum için bildiklerimi yazabilecek
kadar öfkemi kontrol edebiliyorum.
Öncelikle insanlık tarihinin en büyük toplu
katliamcılarından biri olması, onun istisnai
olduğunu size düşündürtmesin. Kissinger, ABD başkanları Nixon ve
Ford ile dolaysız, kalan diğer tüm ABD başkanları ile dolaylı
olarak "çalışmış" bir ölüm makinesiydi. ABD
yerleşik düzeninin bir yansımasıydı. Kissinger
neyse ABD odur, ABD neyse Kissinger odur. Yazının kalanının bu
çerçevede anlaşılması elzem.
Almanya'da bir Yahudi olarak dünyaya gelen Kissinger, 1938'de
ailesiyle birlikte ABD'ye göçtü. 1943'te ABD ordusunda görev aldı.
Harvard'da yüksek öğrenimini tamamlayıp...