Erdoğan karşıtlığının kaynağı siyasî değil, psikolojiktir.
Seçimlerdeki ana strateji de bu nefreti pekiştirmek üzerine
kurulmuştur.
Yoksa tarihimizdeki yapılan toplam okul, hastane, yol ve üniversite
sayısından fazlasını inşa eden, millî geliri katlayan, üniversite
harçlarını kaldırıp ilköğretim kitaplarını ücretsiz dağıtan, turist
sayısını beşe katlayan, tarihimizdeki ihracat rekorlarını kıran bir
iktidarın, tüm hata ve eksiklerine rağmen hizmet siyasetinde
üstünlüğü ortadadır.
İzmir'deki CHP'li belediyenin 25 yıldır çözemediği çöp depolama
sorunu sebebiyle oluşan Harmandalı çöplüğüne bakın, kötü kokudan
burnunun direği kırılan halkı dinleyin. Ya da sekiz aydır
kendilerine yer göstermeyen pazar esnafının CHP'li Bayraklı
Belediyesi'ne verdikleri tepkiyi görün. Ya da CHP'li Yalova
Belediyesi'nin beş aydır maaşlarını ödemediği çöpçülerin isyanına
mitingi bitirip kaçarak cevap veren İnce'nin tavrına bakın. Yine
CHP'li Avcılar Belediyesi maaşlarını ödemediği için çöpleri
toplamayı reddeden işçilerin haklı isyanına kulak verin. Kısaca
ülkeyi CHP'ye teslim etmenin kısa fragmanını seyreyleyin.
Dedim ya psikolojik... Muhafazakârlar, başörtüsü düşmanlığı
tescilli, tarikat ve cemaatleri kapatmayı vaat eden CHP'ye
yarayacağını bile bile Saadet'e mi oy verecekler? Ülkücüler,
Kandil'i bertaraf etmeyi vaat eden, PKK elebaşı Karayılan'ın tehdit
ettiği tek lidere değil de, Demirtaş'a özgürlük isteyen, MİT'in
bütçesini daraltıp TİKA'yı kapatmayı vaat eden Akşener'e mi oy
verecekler? Atatürkçüler, "Öcalan'ın heykelini dikeceğiz" diyen,
abisi Kandil'den kendilerine oy isteyen HDP'ye mi oy
verecekler?
Bu seçmen davranışları, dünyanın hiçbir yerinde 'olağan' değildir.
Bu olağanüstü uçurumu sadece ve sadece bir duyguyla kapatmak
istiyorlar: Erdoğan nefreti.
PKK'nın partisinden 11 kişiyi şehit ettiği, FETÖ'nün 15 Temmuz'da
ailesiyle birlikte katletmek istediği, AB Büyükelçilerinin
uluslararası mahkemelerde yargılatmak istediği Erdoğan'dan
bahsediyoruz. Ama mevzu Erdoğan değil, memleket meselesi...
Sandığa giderken aklınıza bizleri çağıran Tel Rıfat gelsin. Harbiye
Marşı'nı söyleyen Somalili askerler gelsin. "Nerde kaldınız?" diye
soran Bosnalılar gelsin. "Yalnız Türkiye vardı" diyen Arakanlılar
gelsin. "Allahu Ekber Türkiye" diyen Sudanlılar gelsin. "Sizi
bekliyorduk" diyen Ganalılar gelsin. "İnşallah Allah Erdoğan'a
yardımcı olacak" diyen ve bunu Türkçe söyleyen o siyahi güvenlik
görevlisi gelsin.
Bir de "Sandığa giderken aklınıza Öcalan gelsin" diyen HDP Eş
Başkanı Pervin Buldan gelsin.
Sandığa giderken aklınıza 15 yaşında PKK'nın şehit ettiği Trabzonlu
Eren gelsin.
Sandığa giderken aklınıza, millet için 31 kurşunla şehit edilen
Niğdeli Ömer Halisdemir gelsin.
Sandığa giderken aklınıza, PKK'dan halkı korumaya çalışırken
kendini fedâ eden Elazığlı Fethi Sekin gelsin.
Sandığa giderken aklınıza, uğruna yüzden fazla şehit verdiğimiz
Fırat Kalkanı ve Zeytindalı gelsin.
Sandığa giderken yanınızda kimliğinizi, kalbinizde onların aziz
hâtırasını taşımayı unutmayın.