Katalan ayrılıkçılarının pazar günü düzenlemeye çalıştığı
referandum ve İspanya devletinin verdiği tepki, Avrupa Birliği
rüyasının çöküşünün sahnelerinden biri olarak tarihe geçecek.
İspanya, tam iki haftadır ağır bir savaşa hazırlanırcasına
Katalonya'ya hücum etti. Tank sevkiyatı yapıldı, polis varlığı
çoğaltıldı. Referandum sabahı, oy pusulalarına zorla el koyan,
sabaha kadar oy verme merkezlerini korumak için önünde bekleyenleri
coplarla, plastik mermilerle ve hatta bazen ateşli silahlarla
dağıtmaya çalışan, sandıkları yerlere yuvarlayan, göstericileri
merdivenlerden atan polislerin, tekme tokat dövülüp kan revan
içinde kalan göstericilerin görüntüleriyle karşılaştık.
Yaklaşık 500 yaralı var.
Olan bitenden sonra kameralar karşısına çıkan İspanyol Başbakanı
Rajoy, referandumun yasal olmadığını ve bu sebeple kanunları
uyguladıklarını soğukkanlılıkla anlattı. Emniyet Teşkilatı ise,
'normal' vatandaşların birlikte yaşamasını etkilemeyen orantılı bir
müdahalede bulunduklarını söyledi. Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı
Puigdemont da, geri adım atmayarak bağımsız bir devlet olma hakkını
kazandıklarını söyleyip, referandum sonucunun Katalonya
Parlamentosu'na getirileceğini ilan etti.
Terörle mücadele ettiği için Türkiye'ye tehdit üzerine tehdit
yağdıran Avrupa Komisyonu ne yaptı dersiniz?
"Katalan referandumu yasadışıydı.
İç meseleler anayasaya göre çözülmelidir" diye başladığı
açıklamasını 'bölünmeyelim, birleşelim' çağrısıyla bitirdi. Üstelik
İspanyol Başbakan Rajoy'un liderliğine güvendiklerini de
ekleyerek...
Ama siz hâlâ "Senin Avrupa'n bir melekti yavrum" rüyalarınıza
kaldığınız yerden devam edin tabii.