Siyasete inanan, sorunların siyaset yoluyla çözümünü
destekleyen, siyaseti hakların kazanılması ve adaletin inşası için
temel sayan herkesin ittifak etmesi gereken asgarî müşterek
şiddetin reddidir.
Şiddeti reddetmeden barışı savunamazsınız.
Şiddeti reddetmeden insan hayatını savunamazsınız. Şiddeti
reddetmeden ekolojik düzeni savunamazsınız.
Şiddeti reddetmeden radikal olanını bırakın, demokrasiyi
savunamazsınız.
Çünkü şiddeti reddetmeden siyaseti savunamazsınız.
13 yaşındaki Fırat Simpil'i, mezun olur olmaz memleketine tayinini
isteyen Diyarbekirli doktor Abdullah Biroğlu'nu, kardeşlerini
okutmak için eğitim hayatını bırakıp çorbacıda çalışan Şeyhmus
Sanır'ı öldürerek, 81 ile şehit haberleriyle acı çektirerek bu
ülkede alınabilecek hiçbir yol yok.
Hiçbir sorunun şiddet yoluyla çözülemeyeceği, hiçbir hakkın şiddet
yoluyla aranamayacağı ve elbette adaletin şiddet yoluyla tesis
edilemeyeceği noktasında birleşen bir ülkeye terör zarar
veremez.
Halkımızın her kesimi, kendi refahının geliştirilmesi ve
özgürlüklerinin temini sürecine ket vuran teröre karşı birlik
olmalıdır. Cuma günü Ankara'da gerçekleştirilen "Teröre Hayır,
Kardeşliğe Evet" yürüyüşü bunun ilk örneklerinden biriydi. Ak
Partili vekillerin yanı sıra, Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Metin Feyzioğlu ve Vatan Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek gibi isimlerin de yer aldığı
yürüyüş teröre karşı net bir duruş sergilenmesinin önemini
gösteriyordu.