Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bulgaristan'ın Varna
kentinde önceki gün yapılan Türkiye-AB zirvesi dönüşünde uçakta
gazetecilerin sorularını yanıtladı ve gündemle ilgili
değerlendirmelerde bulundu.
İSTİHBARAT SERVİSLERİ GÖRÜŞÜYOR
"Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı, terörle mücadele
konusundaki kararlı duruşumuzu ortaya koydu. Irak yönetimi de bu
konudaki hassasiyetimizi biliyor. Dün gece bize bir haber
gönderdiler.
'Biz şu anda Sincar'da gerekli operasyonu birkaç yoldan başlattık,
yapıyoruz' dediler. Şimdi onlarda istihbaratın başına geçen yeni
bir isim var. Hakan Bey'in (Hakan Fidan) muhatabı. Görüşmüşler.
Olumlu gelişmeler olduğunu belirtiyorlar.
YBŞ vesaire bunların tümü hikaye. YPGPYD'nin ardından SDG'yi
çıkardılar. YBŞ de ona benzer bir şey. Farklı isimler kullanılsa da
biz kimin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Sincar'dan teröristler
çıkarılıyor ise ne ala. Yok çıkarılmamışlar ise sınırımıza 60 km.
mesafedeki Sincar'a da operasyon yaparız.
'BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ'
Hep ne diyorum ben? 'Bir gece ansızın gelebiliriz!'.
Gidecek olursak, bir gece ansızın gideriz.
Bunun takvimini, yol haritasını verip düşmanı uyandırmak zaten
doğru da olmaz. Biz bu tür işlerin planlarını komuta kademesi ile
aramızda yapar; o doğrultuda harekete geçeriz.
Şu ana kadar bize aktarılmış miktar yaklaşık 1 milyar 850 milyon
euro.
Biz mülteciler için 31 milyar dolar yatırım yapmış durumdayız
zaten. Bu konuda kendilerine video gösterimi yaptık. 'Neler
yaptığımızı gelin bizzat görün' dedim. Ama onlar bu yardımın
projeler üzerinden aktarılabileceğini söylüyorlar. Madem öyle, biz
projeleri hızla devreye sokalım. Sağlık, eğitim vb. konularda neler
yaptığımızı projelerle ortaya koyalım. Madem proje bazlı ödüyorlar,
o zaman bu dediğimi yapmamız lazım.
Avrupa Birliği Bakanımız takip edecek.
Nisan'da görüşmeler için teknik heyet gelecek.
'Her şey dört dörtlük demek, kendimizi yanıltmak olur. Ama liderler
düzeyinde bir araya gelmemiz, masaya oturup samimi bir şekilde
konuşmamız önemliydi. Diyaloğu sürdürme, ilişkilere ivme kazandırma
hususunda mutabakat var.
Arkadaşlarımızın bundan sonra sıkı markaj yapmaları lazım. Ama olay
eninde sonunda, ülke olarak ne kadar güçlü olduğunuzla da
alakalı.
Güçlü iseniz gelişmeler de daha farklı oluyor. Olumlu gelişmeler,
Fırat Kalkanı'nın, Zeytin Dalı'nın, şehitlerimizin, gazilerimizin
bereketidir bence.
Bir iddiaya istinaden bazı ülkeler adım attı diye, aynı adımı
atalım anlayışı içinde olmayız.
Biz orada bulunacak doğalgaz ve petrolde uluslararası hukuk
doğrultusunda Kıbrıs adasının ortak sahibi KKTC'nin haklarının
olduğunu söylüyoruz.
Ancak Rum kesimi 'Biz hangi firmaya istersek onlara sondaj
yaptırırız' diyor. Hangi uluslararası firmaya vereceklerse onun
kararını beraber alsınlar.
Uluslararası hukuk bunu gerektirir. AB'nin bu meselede tarafsız
davrandığını söyleyemeyiz.
Güneydoğu halkı 'Devlet yanımızda' diyor
"Güneydoğu'da zaten belli bir oy rezervimiz var. 'Cumhur ittifakı',
iddiaların tam aksine, oralardaki MHP'li kardeşlerimizin bizlerle
dayanışma ruhunu teşvik ediyor. Ben inanıyorum ki 'cumhur ittifakı'
ile birlikte güneydoğudaki oy potansiyelimiz tırmanmaya devam
edecek. Bunun bizlere getireceği bir başka artı değer ise yerel
seçimlerde görülecek. Bölgenin bizi sahiplenişi çok farklı. Hele
hele Kırklar Dağı var orada; PKK'lılar, PKK'lı müteahhitler oradaki
binaları kendileri için yapmışlar. O binaların hepsi yıkıldı. Bu
tür gelişmeler halkın özgüvenini daha da artırdı. 'Demek ki devlet
bizim yanımızda' diyorlar şimdi. MHP'li arkadaşların oylarla ilgili
telaffuz ettiği rakamlar kamuoyu araştırmalarında da geçiyor."