Astana görüşmeleri, başından beri karmaşık bir süreçti.
Suriye'deki temel amacı, Esed'in koltuğunu ve dolayısıyla statükoyu
korumak olan İran ve Suriye'nin ABD eline düşmemesini Ortadoğu'daki
çıkarları için elzem gördüğünden Esed'i destekleyen Rusya ile yedi
yıldır Esed'e karşı en sert dış politikayı uygulamış olan Türkiye
aynı masa etrafında bir araya geldi.
Rusya, Esed'den çok geçiş sürecinde yerine kimin geleceğini
önemsediğinden, Türkiye'yi yanına alıp, yıllardır Cenevre'de top
çevirenlere esas golü atmış oldu. Astana ve ardından Soçi'deki
anayasa yapım zirvesi, şimdiye dek ABD'nin düzenlettiği
toplantıların toplamından daha etkili sonuçlara yol açmıştı.
Türkiye ise Rusya'nın desteğiyle, Esed'in itirazlarına rağmen, önce
Fırat Kalkanı ve şimdi Zeytin Dalı Operasyonu'nu yürütüyor.
Afrin'de hava operasyonu da yapabildiğimiz için elimiz daha
güçlü.
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'ın Ankara ziyaretiyle eşzamanlı
olarak, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da YPG'ye desteği üzerinden
ABD'yi eleştiren cümleler sarf ederek, Türkiye'ye mesaj veriyordu.
"ABD'nin Suriye-Türkiye sınır bölgesinde güvenlik gücü kurma
planları değişmedi" diyen Lavrov, Türkiye'ye ABD ile masaya
oturmama sinyali veriyordu.
Tillerson'ın gelişiyle Rusya'nın, Türkiye'ye karşı yerleşik
kuşkuları ön plana çıkmış görünüyor.