Gerçekten daha önemli dertlerimiz var ama ülkenin içinden
geçtiği bu çetrefil dönemde, azami desteğine ihtiyaç duyulan ana
muhalefet liderinin yapıp ettikleri de az mesele olmasa gerek.
Açıkçası kendisi, Cumhurbaşkanı'na karşı "Beyefendi Marmaris'teyken
Meclis topa tutuluyordu" şeklindeki haksız çıkışı yapmamış olsaydı,
Ak Parti'ye yakın medyadan kimse Kılıçdaroğlu'nun darbe gecesi ne
yaptığı sorusunu 'kaşımak' istememişti. Serde birlik ve
beraberliğin öncelenmesi vardı zira. Ancak o akıllara zarar suçlama
üzerine, Mahmut Övür başarılı bir gazeteciliğe imza atarak önümüze
bir kronoloji sundu:
"Kılıçdaroğlu o gece FETÖ'cü darbecilerin Atatürk Havaalanı'nı
tanklarla kuşattığı 23.00-23.30 arasında VIP salonundaydı. Tam o
saatlerde vatandaşlar tankın önüne yatarken, Bakırköy Emniyet
Müdürlüğü ekipleri darbecilere karşı direnirken Kılıçdaroğlu ve
arkadaşları karanlıktan yararlanıp "sıvışma"nın yollarını arıyordu
(...) Söylenen şu: O gece Özel Kalem Müdürü Ceylan, Genelkurmay'ı
arıyor ve gelen "Ordu hiyerarşi içinde yönetime el koydu" bilgisini
Kılıçdaroğlu'na aktarıyordu. Denilenlere göre, bilgiyi veren de
Genelkurmay Başkanı'nın FETÖ'cü yaveri.
Kılıçdaroğlu'nun bu bilgi doğrultusunda hareket ettiği söyleniyor.
İstanbul Bahçelievler'deki bir etkinlik için gelen Kılıçdaroğlu
oraya gitmediği gibi Atatürk Havaalanı'na akın eden halka da
katılmadı. Ne yaptı? Önceden havaalanına arabasıyla giren Bakırköy
Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ve İl Başkanı Cemal Canpolat'la
birlikte darbeci askerlere tek söz söylemeden karanlıktan
yararlanarak kaçtı. Geceyi de Kerimoğlu'nun Yeşilköy'deki evinde
geçirdi. Bağlandığı bir televizyoncunun 'Planınız programınız
nedir?' sorusuna da şu cevabı verdi: Şu anda İstanbul'dayız,
dikkatle izliyoruz."
Konu burada kapanır sandınız, değil mi? Ben de öyle umdum ama
hayır. Kılıçdaroğlu, maalesef o gece hakkında biriken 'açıklaması
zor' tavrına bir yalan daha ekledi. Katıldığı bir panelde, "O akşam
oteller kapalı olduğu ve bizi otele almadıkları için Bakırköy
Belediye Başkanımızın evine gittik" dedi.
Yine Övür'ün fikr-i takip yazısından okuyalım:
"Hadi hayatın size sunduğu tarihi fırsat olan tanklara karşı çıkıp,
darbeye direnmediniz, VIP salonu önündeki tank gittikten sonra
karanlıkta sıvışarak kaçtınız, bari daha fazla konuşup siyaseti
aşağılara çekmeyin. Şunu bir açıklayın: Bu ülkenin ana muhalefet
liderini hangi otel almadı?
Bölgede çok sayıda otel var. Hepsi mi kapalıydı? Ayrıca Florya
Aquapark'ın ve bitişiğindeki Crown Plaza otelinin sahiplerinin
CHP'li olduğunu biliyorum. Bu iki mekânın iki büyük ortağı da
CHP'li... Büyük ortaklardan biri CHP'nin Kadıköy Belediye Başkanı
Aykurt Nuhoğlu ve kardeşi Ali Nuhoğlu. Ali Nuhoğlu şu anda Aquapark
Yönetim Kurulu Başkanı... Doğrusu yalan demeye dilim varmıyor ama
belli ki bu işte bir iş var. Bir şeylerin üstünü mü
örtüyorsunuz?"