Her seferinde aynı şeyi yaşamaktan bıkmadık mı? Biri bir kuyuya
bir yalan haber atar, 40 akıllı bir ay çıkarmaya uğraşırız. Ancak
neticede o yalanın tortusu hep zihinlerde kalır.
Son bir aydan bile bir sürü örnek verebilirim. Örneğin 'doğru haber
kaynağı' olarak kendini tanıtan teyit. org hesabının tepki çeken
bir tiviti üzerine İngiliz Büyükelçiliği'nden fon aldığı ortaya
çıktı.
Cumhuriyet Gazetesi, 'paradise papers' adı altında gerçekleri ifşa
ediyormuş kisvesiyle Türkiye'nin vergi çıkarlarıyla hiç alakası
olmayan şirketleri sanki Türkiye aleyhindeymiş gibi lanse etti. Bu
hesaplarla ilgisi olmayan kişileri bile, siyasî olarak çatıştığı
için karalamaktan geri durmadı.
Murdoch fonlu Fox TV'de program yapan İsmail Küçükkaya, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanı'nın eşine ByLock üzerinden iftira attı.
Resmî makamlar açıklama yapmasına rağmen tam olarak yalanını
düzeltmedi.
Sineğin yağını çıkarırcasına alakasız yalan haberlerle her fırsatta
"Türkiye, DEAŞ'a destek veriyor" tezini işleyen Birgün, BBC'nin tüm
dünyaya duyurduğu ABD gözetiminde DEAŞ'lıların YPG ile anlaşarak
Rakka'yı terk ettiğini video ve ses kayıtlarıyla belgelemesini
haber dahi yapmadı. MİT TIR'ları üzerinden Türkiye'ye iftira atmada
başı çeken Cumhuriyet de keza öyle.
AB fonlarıyla ortalıkta cirit atan ve toplumsal barışımızdan ahlâk
anlayışımıza değin her tür kılcal damarımızda dolanan 'sivil toplum
kuruluşları'nın da nereyle bağlantılı olduğu ancak iş işten
geçtikten sonra karşımıza çıkıyor.
Dönemin AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un ortalığa saçılan
e-maillerini ve Türkiye'de gazetecilere binlerce dolar para
dağıtarak yazdırdığı makaleleri hatırlayın. Aynı işlemin
gazetecilerin parasal ilişkileri için de geçerli olmasının da bir
yolu bulunmalı. Şeffaflık ve hesap verilebilirliği demokrasinin
olmazsa olmazı olarak savunan gazeteci arkadaşlarım da itiraz
etmezler sanırım!
Bakın ABD'ye... ABD Adalet Bakanlığı, Rusya'nın fonladığı düşünülen
RT Amerika kanalına, 13 Kasım'a dek 'Yabancı Temsilci Kayıt Akdi'ne
başvurma ültimatomu vermişti. RT Amerika sonunda başvurusunu yaptı
ve şu anda Rusya'nın çıkarlarını savunan bir kanal olduğu yasal
olarak tescillendi. Rus Meclisi Duma da anında yanıt vererek,
benzer bir yasa çıkarmak için düğmeye bastı.
ABD'de Yabancı Temsilcisi Kayıt Akdi (Foreign Agent Registration
Act) 1938'den beri yürürlükte ve şöyle tanımlanıyor: "Yabancı
unsurlar adına siyasi ya da yarı-siyasi bir kapasiteyle çalışan
kişilerin, belirli aralıklarla, adına çalıştıkları unsurla olan
ilişkilerine ve aynı zamanda faaliyetlerine, aldıkları faturalara
ve bu faaliyetleri destekleyen masraflarına dair tebliğde
bulunmalarını gerektiren bir tebliğ kanunudur. İstenen bilgilerin
tebliği bu kişilerin ifadelerinin ve eylemlerinin ABD hükümeti ve
halkı tarafından değerlendirilmesine olanak sağlar." Meclisimizden
de böyle bir yasanın çıkması gerekmez mi; sizce Türkiye'nin buna
ihtiyacı yok mu?