Kurban Bayramı'nın son günü, 16 yaşında gencecik bir çocuk,
Yasin Börü, fakirlere kurban eti dağıtımından dönerken, HDP ve
Demirtaş'ın 'her yer Kobane'dir' çağrısıyla sokaklara akın edip
terör estiren YDG-H çeteleri tarafından yakalandı. Sığındığı
evdekiler ya da görenler tarafından çetelere haber verildi ki
sığınanı teslim etmek, PKK'nın Kürtleri nasıl da bütün
geleneklerinden, namus ve vicdan anlayışlarından kopardığının
deliliydi.
Yasin Börü ve arkadaşları Hasan Gökgöz'ü, Ahmet Dakak'ı, Riyad
Güneş'i bıçakladılar, yerlerde sürüklediler, onlarca kişiyle
dövdüler, apartmanın üçüncü katından aşağıya attılar, naaşların
üzerinden arabayla geçip sonra da yaktılar. Bu vahşet yaşanırken,
dört insan hunharca katledilirken, dört Kürt "ezilirken"
çevredekiler de olup bitene alkış tuttular. Saldırıdan yaralı
olarak kurtulan ve uzun süre hastanede tedavi gören Yusuf Er şöyle
diyor:
"Biz binadayken o vahşi insanlar arkadaşlarımın cesetlerine işkence
yaparken aşağı inmeyen kadınlar ve yaşlılar, balkon ve pencerelere
çıkarak tencere, tavaları demirlere vurarak, zılgıt çekip onlara
destek veriyorlardı. Kim o günden sonra arkadaşlarımın katledildiği
binanın önüne gittiyse mutlaka gözyaşı döküyor. Binanın önüne
birkaç kez gitmeye çalıştım ama dayanamadım, oradan
uzaklaştım."