Solun mottosu haline gelmiş sloganlarından birisi "Yaşasın halkların kardeşliği" idi. Buna göre, halklar arasında hiçbir sorun olamazdı. Halkları birbirine düşürüp düşman eden, oligarşik sermaye çevreleri ve onların güdümündeki devlet yönetimleridir. Çünkü oligarklar, halkların kendilerine karşı birleşmelerinden korkarlar. Bu yüzden solun nihai amacı da, ezilen halkların hepsinin ırk, dil, din ayrımı olmaksızın birleşip egemen güçlere karşı ayaklanmasını sağlamaktır. En azından solcular, yıllardır bunu savunduklarını iddia ediyorlardı. Öyle olmadığı anlaşıldı.
Kahramanmaraş'ta kurulması düşünülen 20.000 kişilik mülteci kampı,
Maraş'ta toplanan solcular tarafından bir süredir protesto
ediliyor. Zaten Esed yancılığına gönül eğdiren solun, insanlıkla
alakası kalmadığını bir süredir biliyoruz. Ancak Alevi
vatandaşlarımızın bir kısmının da bu amaca matuf olarak
hareketlendirilmiş olması üzücü.
Hazırlanan broşürlerde ana slogan "Mülteci Kampı İstemiyoruz" iken,
bazılarının üzerinde "İkinci Maraş Katliamı hazırlanıyor" bile
denilmiş. Hatta "Alevilerin son kalan varlığını yok etmek
istiyorlar" yazan afiş bile var! Allah aşkına, çoğunluğunu çocuk,
kadın ve yaşlıların, hatta eli ayağı kopmuş sakatların oluşturduğu
mültecilerden nasıl bir 'katliam girişimi' bekleniyor olabilir?