Türkiye tarihindeki 'ilk'leri yaşıyoruz.
Millî Mücadele yıllarını kitaplardan okuduğumuz günler bitti
artık.
Bizzat, her birimiz, ülkemizin istiklâl mücadelesinin ferdi ve
neferi olduğumuzu en derinden hissettik, hissediyoruz.
15 Temmuz'u 16'sına bağlayan gece, unutturulmak istenen bağları bu
millet diriltmiştir.
Kökleri tarihimizde yatan bir dirilişi ve şuuru ortaya
koymuştur.
Artık bu milattan, bu sözden dönüş yoktur.
Dün, tarihimizdeki bir ilk olan, devletin ve Meclis'in tüm
temsilcilerini bir araya getiren Yenikapı Mitingi, kitaplardan
okuduğumuz Sivas, Amasya, Erzurum Kongreleri'ni hatırlatmıştır.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin dediği gibi, 'İblis'e ruhunu satan
vaiz'e ve ağababalarına karşı Türkiye'mizin şahlanışını gururla
izledik.
CHP lideri Kemâl Kılıçdaroğlu'nun kendisini de katarak dediği gibi,
"Bütün siyasîlerin bu musibetten ders çıkarması gerekir".
AK Parti lideri Başbakan Binali Yıldırım'ın dediği gibi, "Bu tarihî
birlikteliği gözümüz gibi korumalıyız. İntikamla değil, hukukla
hareket etmeliyiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi, "Darbe başarılı
olsaydı, bin yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi
içinde sunulacağını hepimiz biliyoruz." İşte bu yüzden "15 Temmuz
gecesi, 79 milyon sokaklarda omuz omuza mücadele etti, o gece
insanlar çıkarını değil, istiklâlini düşündü."
Türkiye Devleti'nin yeniden inşa edildiği, Türkiye milletinin
yeniden birliğini tesis ettiği tarihî günlerden geçiyoruz.
Bu sürecin 'kurucu dışarısı' FETÖ'dür. Toplumun tüm kesimleri
olarak, FETÖ üzerinden gerçekleştirilmek istenen işgale karşı
direnmeyi başardık.
Ancak istiklâl uğruna yürünecek yol bitmez. O yüzden millî
şairimizin sesi şimdi kulaklarımızda çınlasın: