Nasıl heyecanlıydı, Antalya Piyano Festivali Açılışı sonrası
yediğimiz yemekte, Menderes Başkan.. "Yediğimiz.." lafın gelişi..
Biz yedik, onun önündeki yemek buz kesti.. Çünkü tabağını kenara
itmiş, ipadini açmış, bir yandan hem de nasıl coşkuyla anlatıyor,
bir yandan da ipadde planları, maketleri, bitmiş halinin çizilmiş
resimlerini gösteriyordu.
Biz de fena halde keyiflendik.. Çünkü anlattıkları, gösterdikleri
harika projelerdi gerçekten ve hiç biri hayali şeyler değildi.
Hepsi inandırıcıydı.. Hele Menderes Başkanı tanıyanlar ve şimdiye
kadar yaptıklarını bilenler için..
Dün naklettiğim Deniz Ortası Limanı ve Boğaçay projesi akıllara
seza şeylerdi.. Sırf bu ikisi Antalya'ya milyonla turist, milyarla
dolar getirecekti ama, başkan onlarla bitirmedi. Durmadan yeni
sayfalar açtı ipadde..
Dünya incisi, başkanın deyimi ile Antalya'nın Pırlanta Gerdanlığı
Konyaaltı Plajı da elden geçecek ve dünyaca ünlü bir sahil
olacaktı. Çağ ötesi mimarisi ile Fransızları ve İtalyanları
kıskandıracak Türk Rivierası'na dönüşecekti. Sosyal alanlar, kültür
merkezleri, çağdaş dinlence ve eğlence mekanlarıyla rakipsiz
olacaktı.
Bugün üzerinde Döner Gazino'nun olduğu ama pek kimsenin gitmediği
(Ben daha adım atmadım mesela) Tünektepe, yeni Antalya'nın simgesi
olacaktı. Lafın gelişi değil.. Eyfel nasıl Paris, o opera binası
nasıl Sydney, o müze nasıl Bilbao, Özgürlük Heykeli nasıl New York
ise öyle.. Öyle bir mimari yapı oturacaktı ki tepeye, bilim kurgu
filmlerine mekan olur. Resmini gören "Antalya" der.