Önce bu girişi hafif açayım..
"Dünya yanıyor" deyişim lafın gelişi değil. Kaliforniya gerçekten yanıyor. Tarihin en büyük orman yangınları dört bir yandan vurdu eyaleti.. Onlarca ölü.. Yüzlerce kayıp.. Yanan, boşaltılan binlerce ev.. Koskoca Amerika Birleşik Devletleri'nin o koskocaman imkânları yangını söndürmeyi geç, kontrol altına almayı başaramadı.
Somali'de iki intihar bombası.. 250 ölü, beş yüze yakın yaralı..
Türk askeri Suriye sınırından İdlib'e girdi.. Irak sınırında ise hemen her gün her saat PKK eylemleri, sivil, kadın, çocuk demeden devam ediyor..
İç politikada iki ana parti birbirlerine en ağır sözlerle saldırmaya devam ediyorlar..
Bunlar sadece son üç günün haberleri.. Daha nasıl yansın dünya?.
Bütün bu olup bitenlere rağmen, bir hafta boyu "Derbi" konuşacağız.. Konuşulacak nesi varsa?.
Efendim ezeli rakip ve Aziz Yıldırım adlı adamdan beri "Ebedi düşman" olan iki kulübümüz pazar günü karşı karşıya gelecekler.
Dünyanın en popüler derbilerinden biriymiş..
Derbi her şeyden önce "Büyük maç" demek.. "Büyük" iki takım "Büyük" maç oynarlar.. Bir yanda büyük bir heyecan, bir yanda "Büyük" bir futbol olur..
Peki bu hafta, "Büyük" futbol bekleyen var mı içimizde.. Hele hafta sonu izlediğimiz Fener'e ve Galatasaray'a bakarak böyle bir beklentimiz olur mu?. Olabilir mi?.
İkisi de, karşılarında birazcık adam gibi oynayan rakip bulsalar kovaya dönmüşlerdi.
Önce Konya önünde beni Galatasaraylı olduğumdan utandıran takıma bakalım.. Maça bakmadan, bir istatistiğe bakalım ister misiniz?.
Konyaspor, Galatasaray kalesine 11 şut atmış. Kaleye isabet eden şut sayısına bir bakın..
0!.. Yazıyla "Sıfır!." Yani Muslera'nın yerine ben de oynasam olurmuş..
Şimdi tarihinin en kötü futbolunu oynayan Konya'ya 11 şut attıran Galatasaray kalesine, Fener'in adamları ayni oranda şut imkânı bulurlarsa, onlar da topların hepsini dağlara taşlara mı atarlar bir düşünün?.
Galatasaray'ın başında İgor Tudor var.. Eğer o adam, Teknik Direktör'se, ben Papa'yım..
Sahaya 3-5-2 oyun düzeni ile çıktı. İtirazım yok. Oyun planı buysa, mesele yok.. Şimdi, o plan üzerinden konuşuyorum..
Geride iki stoper var.. Maicon ve Denayer.. Ara ara çıkıyor ve atağa da giriyorlar. Üçüncü Fernando, top rakipteyken, orta stoper. Galatasaray kaptığı anda, orta saha oyuncusuna dönüyor. Galatasaray topu kaptığı anda dönüşen iki adam daha var.. Sağdaki Mariano ve soldaki Lato.. Hemen rakip sahaya, kanada koşuyorlar, açık oyuncusu gibi..
Yani Galatasaray için en kritik an işte bu.. Topa sahip olduğu an.. O sırada geride Muslera, Maicon ve Denayer'den başkası yok yani. Geri kalan herkes hücumda.. O anda top kaptırmak ölüm.. Yani orta sahadan top çıkaran herkesin, en başta da, 3-5-2'nin göbeğinde oynayan Feghouli, Ndiaye, Belhanda'nın nerdeyse kusursuz oynamaları lazım..
İgor, yana geriye değil, dikine ileri oynattığı için en kritik adamlar bunlar..
Peki, kaç kez top çıkarırken ikili mücadeleye girdi bu adamlar ve kaç top kaybettiler?. Konya onca şut imkânını nasıl buldu?. İki bek, iki açık gibi kaçarken, bomboş kalan kanatlardan kaç hücum yedi Galatasaray?.
Konya'nın beceriksiz ve yeteneksizleri "Atamadı" diye, Galatasaray iyi mi oldu şimdi?.
İgor efendi, 3-5-2 içinde en kritik yerde oynattığı Belhanda'nın oyunda olmadığını, 90 dakika takımı 10 kişi oynattığını görmeyen tek kişi ülkede.. O zaman Galatasaray gibi bir "Büyük" takımın hocası nasıl olur?. Galatasaray hoca yetiştirme yeri mi?.
Ben oyun okumayı İgor kadar bilmeyen bir Galatasaray Hocası daha görmedim, 1957'de gazeteciliğe başladığım günden beri..
Ligde 8 hafta geride kaldı. Bu sekiz haftada yaptığı değişikliklere bakın.. Eğer bir teki doğru ise özür dilemeye hazırım. Hep olmadık adamları çıkarıp, olmadık adamları sokuyor.. Oyun okuma yeteneği "Sıfır" çünkü..
Galatasaray'ın sahaya çıkardığı 11 yabancılı takımda "Kanat adamı" diye bir tek kişi var.. Rodriguez.. Ama o da kanatta oynamıyor.. İlerdeki 2'den biri.. Ortadan atak yapacak. Kanatlarda Mariano ve Lato var çünkü.. İtirazım yok. Mantıklı bir düşünce, kendi içinde..
Tamam da, daha yarım saat dolarken, Rodriguez sakatlanınca, yerine Selçuk'u almak ne oluyor?. Hadi onu bir izah etsin İgor Efendi?.
Kafandaki 3-5-2'ye göre Rodriuez'in yerine girecek adam kenarda oturuyor.. Yasin.. (Öyle bir anda dahi oyuna alınmayan Yasin'in yerine koyun kendinizi de ondan hayır bekleyin artık.. İgor "Adam kazanma" değil, "Adam öldürme" müdürü sanki..)
Hadi Yasin'den nefret ediyorsun.. O zaman Eren.. Madem 3-5- 2.. O 2'den biri çıkınca, yerine gene forvet.. Eren..
Peki niye Selçuk?. Nerenden çıkardın, o seçimi.. Beyninden mi, işkembenden mi, İgor?. Hani ne oldu oyun planın?.
Peki takım 2-0 galipken, bitime 10 dakika kala, Lato'yu çıkarıp, Serdar Aziz'i almak neyin nesi?. Korku mu sardı?.
İki kanat adamının iyisi Lato, döküleni Mariano iken, bu tercihin sebebi ne?.
Ya da iki haftadır süren gol açlığını, bu hafta iki golle süsleyen Gomis'i çıkarmanın, gol krallığına giden adamın tam hızını almışken yolunu kesmenin psikolojisini biliyor mu İgor Efendi?. Şenol'un Cenk'e yaptığı uygulamayı mı örnek alıyor?.
..Ve bunca adam, olur olmaz değişirken, Belhanda 90 dakikayı soyunuk seyirci olarak tamamlıyor..
Ve İgor, iyi hoca oluyor.. Tabela ve puan cetveli öyle yazıyor çünkü!.
..ve benim notlarım..
Muslera (?)- Maicon (3), Fernando (8) Denayer (6)- Mariano (4), NDiaye (6) Belhanda (0), Feghouli (6), Latovlevici (7)- Rodriguez (4), Gomis (7).
Sonradan girenler..
Selçuk (9), Serdar Aziz (7), Eren (?).