1929'da hastalandığı zaman, ülkenin dört bir yanından onu görmeye gelenlere şöyle demişti, Mustafa Kemal..
"Beni görmek demek, behemehal yüzümü görmek değildir.
Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir." 1933, 29 Ekiminde, ülkesi, milleti ve cumhuriyeti için duygularını şöyle haykırmıştı..
"Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız.
Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız.
Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.
Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir.
Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız.
Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur." Hem de öyle şüphesi yoktu ki..
"Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır." .. Ve Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet Bayramı'nı nasıl kutlamamızı istediğini de söylemişti.
".. bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim." Nasıl olacaktı bu.. Yolunu gösterdi..
"Vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor, bilim ve ustalık,...