Çaldıran'a geldiğimizde üç yaşındaydım. Orası hayal meyal..
Ama beş yaşında başlayan Van hatıralarım içinde ikisi çok önde
gelir..
Van Depremi günleri.. Ve de Yayla Günleri..
İkisi de biz çocuklar için "Oyun" demekti de ondan..
Deprem ve oyun!.
Aynen öyle.. Tarihin en büyük depremlerinden birini yaşamıştı Van.
Taş üstünde taş kalmamıştı.
Kış günü tüm Van, mahruti çadırlara çıkmıştı. O facia günleri biz
çocuklarda hiç ama hiç travma yaratmadan geçti. Çünkü askeriye
devasa bir çadır kurmuş ve çocuklara oyun salonu gibi vermişti.
Okul da yok.. Ağbimler dahil, sabahtan akşama o koca çadırın
altında toplanır, oyunlar oynar, neşelenir, coşardık.
Bir faciayı şölene çevirmişti biz çocuklar için, zamanın
büyükleri..
Gazetecilik hayatım boyunca, yaşadığım her depremde bunu
yazdım..
"Aman çocuklara oyun yerleri bulun.
Oynarlarsa, ruhları sağlam kalır!." Yayla günlerini güzel yapan da
"Oyun"du.