Ahmet Hakan'ın günlerdir merakla beklenen "Ana Haber Sunuculuğu"
fevkalade sıradan başladı. Hakan, ilk sınavında, 4. durumda olan
Kanal D Ana Haberleri'ni yukarı taşıyacak gibi görünmedi.
Ancak..
Yıllardır gazetecilik ve televizyonculuk yaparım. Pek çok gazete ve
programın kuruluşunda görev yaptım. Kural değişmedi.
İlkler nedense hep en kötü olur.. Onca zaman hazırlık yaptığın ilk,
sadece 24 saatte hazırlamak zorunda olduğun sonrakilerden hep kötü
olur.. Bazen "İlk" öyle hezimet olur ki, bir daha da
toparlayamazsın. Yaşadığım en feci örnek, Söz Gazetesidir.
Tanıdığım en iyi gazetecilerden Ercan Arıklı ve o harika Gelişim
Ekibi ve gazete için seçilen özel transferlerle oluşan kadro öyle
felaket bir "İlk" gazete çıkardı ki, Arıklı'nın en büyük hayali
"Günlük Gazete" o gün çöktü.
"İlklerin laneti" derim ben bu yazısız kurala.. Neden böyle olur,
onu da çözebilmiş değilim.
Ahmet Hakan'a eleştirilerim ve tavsiyelerim var.
Sevgili dostum,
Sen iyi bir gazeteci, popüler, sevilen ve okunan bir yazarsın. O
ana habere sunucu olarak seçilmenin sebebi odur. M.Ali Birand'dan
beri boş olan koltuğu, bayrağı sana vererek doldurmayı
düşündüler.
Nasıl dolduracaktın, peki?.
Birincisi.. Haberci olarak haberin içinde yer alarak.. Böylesine
"Anchorman" denir, televizyon dünyasında. Sunucu'nun
ötesindedir.
Haberi, muhabir olarak izler. Kendi haberini ekranda anlatır. Bu en
zor iştir. 24 saat işin başında olmayı gerektirir. Başka iş yapmaya
vakit bırakmaz.
İkincisi.. Sunduğun habere kendi kişiliğini katarak. O zaman haberi
önüne konan ekrandan okumaz. Yani "Anlatır gibi" yapmaz, kendi
üslubunu katarak anlatırsın.
Senin üslubun ne Ahmet!.
Övgüyü de, yergiyi de içinden geldiği gibi, ama mizahını katarak
yapmak..
Ayni saatte maç olduğu için programını kaydedip, el ayak
çekildikten sonra, zaman zaman geriye alarak bol vakitte
izledim.sen öyle mi yaptın?.
Sonuç!..
Ahmet Hakan'ın programı başından sonuna yanlışlarla doluydu.