Hıncal Uluç Sabah Gazetesi

Beni ağlatan yazı!..

"Pazar günü ağlamak da nesi" demeyin.. Bazen ağlamak da güzeldir, Sezen'in dediği gibi.. "Süzülürken yaşlar gözünden" utanmayacaksın.. Sevgili Doktorum Erdoğan Karatay kardeşim, yaşadığı...

15 Nisan 2018 | 1.643 okunma

"Pazar günü ağlamak da nesi" demeyin.. Bazen ağlamak da güzeldir, Sezen'in dediği gibi.. "Süzülürken yaşlar gözünden" utanmayacaksın..
Sevgili Doktorum Erdoğan Karatay kardeşim, yaşadığı Frankfurt'tan yollamış beni ağlatan alıntıyı..
Alıntı adresi..
Bige Güven Kızılay Hayal Ağacım / Hayykitap/ Sayfa 143/ -Koyduğunu Yerinde Bulamamak..
Kapak fotoğrafı sayfamda.. Sunum yazısı da kitabın hemen altında.. Yaşar Kemal ustamın sözleri..
"İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar."
Bige Güven'in anılarını adeta satır satır yaşayanlardan olduğum için belki biraz fazla dokundu bana.. Öyle şeyler hatırladım ki, asıl onlar yaşarttı gözlerimi..
Buyrun..

***

..........
Cumartesi günü Kadıköy çarşıda bir köfteciye gittik. Masalara birer cam kestirmişler, altında da gelenlere yazdırdıkları notlar.. Kimisi peçeteye yazmış, kimisi bir sinema biletine, işte "Köfteniz çok nefis.." filan gibi şeyler.. Klasik, duvarda ünlülerle çekilmiş fotoğraflar..
Sonra gözüme notlardan biri ilişti. "Biz buraya üniversite yıllarında flört ederken gelirdik, şimdi kızımız ve torunumuzla geldik. Özlediğimiz tat hâlâ burada, ne mutlu" diye yazmış bir çift.
Sağa sola baktım, her yerde 35 senelik lezzet yazıyor. Demek ki atmasyon değil, ne güzel diye düşünürken, kızım, ben de yazacağım diye tutturdu. Hemen ona bir kâğıt bulduk buluşturduk, güzel güzel yazdı, hayatımda yediğim en güzel köfte sizinki filan diye.. Hadi dedim, götür kasadaki ablaya ver.
Bizimki utana sıkıla kasaya yürüdü. Kızcağız kasadan kalktı, elinden tuttu, bir de yaşlıca garson geldi yanına; bu notu koymak istediğin masayı sen seç dediler. Arka masayı seçti. Camı kaldırıp, notu özenle oraya yerleştirdiler.
Sonra da dedi ki garson :
"Sen buraya 10 sene sonra, fidan gibi bir genç kız olarak geldiğinde bu notu bıraktığın yerde bulup arkadaşlarına göstereceksin.!"
Bir anda gözlerime yaşlar hücum etti, boğazım düğümlendi, dudaklarım büküldü. Zor tuttum kendimi.
Yahu insan köftecide ağlar mı? Deli derler.. Çatlak derler.
Anladım ki, beni en çok boğan, bunaltan şeylerden biri bu ülkede "koyduğumu yerinde bulamamak."
Ankara'da benim de böyle anılarım olan üç yer vardır.
Biri Kızılay'daki Piknik, diğeri Atatürk Orman Çiftliği'ndeki Merkez Lokantası ve sonuncusu Tunalı'daki Flamingo.
Biliyor musunuz, üçü de bugün yok.!
Sanki onlarla birlikte birileri zihnimden, gönlümden anılarımı çalıyor duygusundayım..
Bugün artık, her gittiğimiz AVM'de bir örnek menüleri olan mekânlarda yemek yemenin pek de bir kıymeti yok benim için..
Flamingo'daki laz amcam, daha üç yaşındaydım, dondurma boğazıma dokunuyor diye bir dönem almazdı bizimkiler, taze pişmiş sıcacık boş kornet verirdi bana.. Sonra koca kız oldum, oradan geçerken beni hâlâ tanır, muzip muzip gülümseyerek boş kornet uzatırdı göz kırparak.. Kendimi yeniden çocuk hissederdim.. Hâlâ nerede taze pişmiş kornet kokusu duysam burnumun direği sızlar.
"Piknik.." Annemin çalışmadan evde olduğu bir şahane yıl vardı, o dönemimizin en şahane süsüydü. Anne-kız el ele tutuşur Kızılay'a inerdik.
Acaip iştahsız, sürekli hastalanan, cılız bir çocuktum.
Tek istisna Piknik'teki bezelyeli pilavdı. Yusyuvarlak kaseyle pilavı kalıplayıp tabağa koyarlar, üstüne de biraz bezelye.. O yaşlarımın deyimiyle "bici bici"..

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
En güzel manzara... İnsan!.. 23 Kasım 2022 | 4.132 Okunma Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. 24 Nisan 2022 | 300 Okunma Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. 23 Nisan 2022 | 618 Okunma Domenec Torrent, hoca moca değil!.. 22 Nisan 2022 | 377 Okunma Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. 21 Nisan 2022 | 268 Okunma