Her maç günü olduğu gibi, bizim gurup bir saat evvelinden
toplanmaya başladı.. Maç aslında bahane.. Esas olan arkadaşlar, bir
araya gelmek..
Birbirimize takılmalar, şakalar.. Her çeşit kahve yapan makineler
yan yana.. Sigara, puro serbest.. Yemekler, kekler, meyveler, kuru
yemişler.. İkram yok. Herkes kendi alıyor.. Bu hafta Caner'in
sürprizi var. Vefa'dan, esas Vefa'dan boza getirmiş,
leblebisiyle..
İki saat nasıl geçti anlamadık.. Maç bitti.. Toplantı da bitti.
Gittiler.. Öğleden sonradan kalma bir sürü gazete ve dergi var..
Divana uzandım. Onları da okudum..
Saat 11'e doğru her zamanki gibi yatağıma uzandım. Her gece
yatakta, daha önceden kaydettiğim Jimmy Fallon, Ellen Degeneres
şovlarından birini izlerim. Onların Trump'la dalga geçen, yerin
dibine sokan güncel şakalarına gülerim. Hele o gece Ellen'e daha da
güldüm. Trump, Ellen için "O derin devletin ajanı" demiş.. Ellen
"Derin Devlet ne demek" dedi.. "Ben hayatımda duymadım..
Soruşturdum.. Trump, anlatıyormuş Derin Devlet'in ne olduğunu..
'Derin devletin işi benim altımı oymak' diyormuş. O zaman Trump'ın
kendisi Derin Devletin başı!. Çünkü Trump'ın altını Trump kadar
oyan yok!."