İzmir'e vardık ki, ağbimler her zaman kaldığım, karargâhım Kaya
Termal Lobisinde beni bekliyorlar..
Can kardeşim, 20 yıllık dostum, Otelin Genel Müdürü Muzo da
yanlarında tabii..
İlk sürpriz.. Beni her zaman hava alanında karşılayan sevgili dost
Ünal Ersözlü ortalarda yok. Sürprizi o hazırlamış, "Hıncal Ağbi
bayılır" diye..
Ağbim "İstikamet Bayraklı" dedi..
Bayraklı.. Yıllar evvel, yani 70-80'lerde ağbimler Karşıyaka'da
otururken, Osman Kibar'ın "Altın Yol"undan gider gelirken önünden
geçerdik, tipik bir gecekondu semtiydi. "O devirde bir gecekondu
alsaymışız ordan" dedim, yeni Bayraklı'yı görünce.. Hele de İkiz
Folkart Kuleleri'nin önünde durunca..
Folkart adını ilk, spor sayesinde duymuştum.
Bu inşaat şirketi, İzmir'in ezeli değil, belalı rakipleri Göztepe
ve Karşıyaka'nın ikisine birden sponsor olmuş, bu iki kulübün üst
yönetimlerini ilk defa bir araya getirmiş, İzmir adına çok önemli
bir adım atmıştı.
Ünal bizi kapıdan aldı. Asansöre bindik..
Durduk, indik.. Ve ülkemde gördüğüm en büyük sanat galerilerinden
birini karşımda buldum..
Bu ikiz kuleleri uzaktan görürdüm hep.
Duymuştum. İzmir'de A sınıf işyeri ve rezidans eksikliği dikkate
alınarak yapılmış, de luxe binalardı ve böylesine pahalı bir
yapıda, bir basketbol sahası büyüklüğünde bir alan, tek kuruş
getirmeyecek, tersine, yönetimi, organizasyonu için şirkete önemli
bir gider yükleyecek, "Sanat"a ayrılmıştı..