İyi bir röportaj sorusu olurdu herhalde.. Hani klasik sorular vardır ya.. "Issız adaya düşseniz yanınıza alacağınız 3 şey" gibisinden.
Bana deselerdi ki, "Bir emirlik diktatör olsaydınız Türkiye'de, emriniz ne olurdu?."
Hiç düşünmeden cevap verirdim..
"Akıllı telefonlar yasaklansın.."
Ben bu kadar insanlığı öldüren bir icat daha görmedim.
Sosyalleşmeyi unutturan, onunla kalsa iyi, bir de öfkeler, nefretler, kinler, bölünmeler yaratan sözüm ona bir sosyal medya..
Sizi 20 kişinin içinde yalnızlığa mahkum eden, internet bağı ve el kadar ekranın üzerinde durmadan kaymaktan eklem romatizması olan parmaklar..
Konuşmayı, yaşamayı, sosyalleşmeyi unutturup insanı hücre hapsinden beter bir yalnızlığa mahkum eden, eroinden beter bağımlılık yapan bir alet..
Hem de kaç yaşında başlıyor bu illet bağımlılık, biliyor, görüyorsunuzdur!..
1.5 yaşında yahu.. Bebekken yani.. Çocuk biraz mızmızlandı mı, onunla meşgul olmak yerine, sesini kessin diye ver eline bir akıllı telefon.. Sonra da eşe dosta övün..
"Bak amcası, teyzesi.. YouTube'a girip, en sevdiği çizgi filmi bulmayı biliyor.."
İyi halt biliyor.. Çocuğun hayatı kayıyor, farkında değilsiniz..
Geçen akşam Akatlar Kültür Merkezi'ne gittim. Çok şirin bir komedi oynuyordu, 200 kişi falan alan küçük, sevimli, sıcak salonda.. Bizim Alkent yürüyüş mesafesinde salona.. 652, fevkalade eğitimli (Hani her şeyi çözecek ya eğitim, işte ondan..) daire.. En kötüsü, orta üst sınıf ekonomik durumlu. Onun yanında aynen Saraylar Sitesi.. Etiler, Akatlar.. Yüzbinlerle nüfusun yürüme mesafesinde, ayağına gelmiş dünya şirini bir komedi. Salonun yarısı boş..
Yuh!.. Yazıklar olsun!..
Tamam..