Bir milleti yok etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Hem tam
da, sağcısı, solcusu herkesin güya şikâyet ettiği emperyalizme
hizmet ederek..
"Böl ve hükmet" der dünyanın dört bir yanında sömürge arayanlar,
asırlardan beri.. Bizim emperyalizme bile ihtiyacımız yok..
Amiplerden, terliksi hayvanlardan beter bölünüyoruz, her ama her
şeyi bahane ederek..
"Dinin farklı.. Dilin farklı.. Kanın farklı.. Cinsiyetin
farklı.. Ekonomik durumun farklı.. Eğitimin farklı.."
Fark bulmak en kolay şey.. Kardeşleri bile ayırabiliyoruz
maşallah!.
"Elhamdülillah Müslümanım" demek bile yetmiyor, hiç değilse "cami
avlusu"nda bir olmak için.. "Mezhebin ne?. Hangi cemaatten, hangi
tarikattansın?."
Saymaya gerek yok..
1986'da Hürriyet Heykeli'nin 100'üncü yılı kutlamaları sırasında New York'taydım. Saatler sürecek efsane havai fişek şovunu seyretmek için sabahtan Battery Park'a gittik. Etrafım, siyahı, beyazı, çekik gözlüsü, her ırktan, her milletten (Ertesi gün gazeteler yazdı, 117 ayrı milletten Amerikalı varmış o gün, orda) insanlar, ellerindeki bir kesekâğıdına sarılmış biraları (Orada açıkta alkollü içki içilmez. İlle içersen kesekâğıdına sararsın) kafalarına dikiyor ve durmadan "America!..
America" diye bağırıyorlardı.. Ardından ayni adlı müthiş şarkıyı
koro halinde söylüyorlardı, Vietnamlısı, Kongolusu, Hintlisi,
Çinlisi, İrlanda, Alman, Fransız'ı.. İsveçlisi, Finlisi.. Türk'ü..
Aklınıza ne gelirse..
Her ama her şeyleri ayrı insanlar, bu ayrılıklar değil, ortak
yanları üzerine kurmuşlardı hayatlarını..
Ortak yanları "Amerika" idi..