Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı filmi vizyona girince,
Cannes'da yapılan galasında çekilen "Kırmızı Halı" resmi gene
gündeme geldi.
Festival Sarayı'nın girişinde foto muhabirlerine verilen pozda Nuri
Bilge Üstad ortada duruyordu.
Ayaz ve Ebru Ceylan hemen solunda. Sağında filmin baş
oyuncularından Doğu Demirkol en soldaki baş kadın oyuncu Hazar
Ergüçlü'nün hemen önünde. Sanki bir omuz atmış da, yarım adım öne
geçmiş gibi. En sağda Murat Cemcir de, öteki kadın oyuncu Bennu
Yıldırımlar'ı yarım kapayacak kadar önündeydi.
Fotoğraf sosyal medyada büyük eleştiri alınca gündem oldu.
Doğu ve Murat, kadınların önünü kesmekle itham edildiler.
Murat Cemcir "Yan yana dizilirken, bir an için önde görünmüşüm.
Benim bir saniyemin o kadar değerli olduğunu bilmiyordum" dedi.
..ve de ne kadar yanlış dedi..
Sevgili dostum Murat, Daha tanışmadık ama seni beyaz perdede o
kadar keyifle izliyorum ki, kendimi seninle dost hisseder hale
geldim. Ekran ve perde böyle hisler yaratıyor.
Yaşamdan Dakikalar'ı yaparken, ülkenin her yerinde ne candan
dostlar edinmiştim hiç farkında olmadan..
Neyse..
Sana bir ağabeyin olarak, "Asıl önemli olan o '1 saniye'dir" demek
istiyorum..
Yoo.. Merak etme.. Konuyu fiziğe ve zamana getirecek değilim..
Evrenin oluşumunu başlatan o "Big Bang/ Büyük Patlama"nın ilk
saniyesinin trilyonlarda birinde, oluşmaya başladı her ama her şey"
diye girersem, birinci saniye dolana kadar olanları anlatmam için
ciltlerle kitap yazmam gerekir. Ben, kendi hayatımız ve Cannes'daki
fotoğrafın oluşturduğu gündem içinde, sosyal yaşamımızda asıl
önemli olanın, işte senin "Niye bu kadar konuşuluyor" dediğin "1
saniye" olduğunu anlatacağım..
Feministler ne kadar eşit olduğumuzu iddia ederlerse etsinler, biz
erkekler kadınlarla eşit değiliz Murat!.
Sadece fanatik feministlerin itiraz ettikleri ama kabul
görmedikleri bir "Pozitif ayrımcılık" var.
Kadın üstündür ve ona saygı gösterilmelidir.
Hayır sadece Anaerkil ailelerde değil. Hepsinde..
Çünkü bu saygı, erkeği değerli, erkeği kıymetli, erkeği özel yapan
"Kibar" olmanın gereğidir.
Kibarlık bir gösteri değildir. Erkeğin içinde varsa, vardır!.
Gösteri olursa, Moliere'in "Kibarlık Budalası" eserindeki Mösyö
Jourdain gibi komik, hatta maskara olur yapan..
İçinde olursa Murat, işte o zaman o "Bir saniyelik bir şey" dediğin
an asla olmaz. Daha resim için yana dağılırken, yanındaki kadına
yer gösterirsin. O zaman da hiçbir an onun önünde bulunmazsın.
Bu doğallık için önce, ruhen hazır olman, bazı durumlarda hatta
eğitim de yapman gerekir.
Rudolf Nureyev, dünyanın gelmiş geçmiş en efsane dansçısıydı.
Dünya onu görmeye koşardı.
Ama doyulmaz danslarını ettiği ikililerin finalinde tüm salon onun
için ayağa kalkmışken ve herkes bunu bilirken, Nureyef müthiş doğal
bir jestle kadını elinden tutar ve ileriye iter, onun yan gerisinde
durarak kadının selamını beklerdi..
Dikkat buyur Murat!. Nureyev bu. Adı ezberlerde, ölümünden bunca
yıl geçtiği halde.
Öne çıkardığı onlarca balerini ise hatırlayan yok.. Poz verirken
düşünsen, yanındaki kadını öyle öne doğru sürsen, Nureyev değil,
Mösyö Jourdain olursun..
Ama erkek kibarlığı, kadına saygı, onu öne çıkarma, ona sahiplenme,
koruma duyguları ruhuna işlemişse, bunların hepsini düşünmeden,
kendiliğinden yaparsın. Bennu'nun önde olması, senin doğallığından
gelir, kibar görünme oyunundan değil.
O zaman da Bennu bir saniye için bile gerinde kalmaz!.
O "1 saniye" senin kadına verdiğin değeri gösterdiği ölçüde
değerlidir, Murat!.
Ruhunu yansıttığı, seni "Sen" olarak belirlediği için, çok ama çok
önemlidir.
Erkeği yücelten şey, kadını yüceltmektir.
Her yer, her durum ve her anda!.
Düşünmeden..
Hesaplamadan.. Şov yapmadan..
Kendiliğinden.. Doğal!..
O zaman o "1 saniye"ler hayatında hiç olmaz!.