Yasemin benden evvel bakmış, Su Dünyası/ Water World adlı, albüm
formatında basılmış kitaba.. Getirdi önüme koydu. Sayfaları
çevirmeye başladım..
Yani bu nasıl bir dünyadır.. Bir ucunda insanlar Mars'a gitmek için
bilet alıyorlar.. Öte yanda başka insanlar taş devrini
yaşıyorlar..
Hasan Cem Araptarlı gitmiş, görmüş, yaşamış ve olağanüstü
fotoğraflarla bize getirmiş o dünyayı.. "A4 Ofset Matbaacılıık
yayını kitabı bulmanız zor.. Bazıları için almak da zor olabilir"
diye düşündüm ve de gene düşündüm ki, "Bu yaşam tarzından, bu
insanlardan hepiniz haberdar olmalısınız."
Pazarın tek yazısı olarak seçtim ki, fotoğraflara geniş yer
ayırayım ve siz bir tatil gününüzü, keyifle geçirin, düşünerek
keyiflenin istedim..
Yaşadığımız tatsız günlerden bir kaç dakika ayırarak..
Hasan Cem Araptarlı'nın "Okyanus ortasında unutulmuş
insanlar.. Su Çingeneleri" dediği insanları tıpkı benim
gibi şaşkınlıklar içinde
tanıyacaksınız. Malezya'da bir yer, ama Malezyalılar bile
pek bilmiyor onları.. Hele dillerini kendilerinden başka
bilen yok..
Pardon.. Ben anlatmayayım, sözü Araptarlı'ya bırakayım, o
anlatsın!.
Sonunda, Bintang Biru karşıdan göründü. Kelimenin tam anlamıyla
okyanusun ortasına kurulmuş karayla hiçbir bağlantısı olmayan,
üflesen uçacaklar gibi birbiri ardına dizilmiş 25-30 kulübeden
oluşan, fantastik çocuk kitaplarına yaraşır bir köy..
Meraklı kalabalığa yaklaşırken, fotoğrafçı refleksiyle gördüğüm her
şeyi çekmeye başlayıp, yarım ay şeklinde dizilmiş evlerin iç
tarafına ulaştığımızda, makineyi indirip, "Sonra çekerim, bu anı
doyasıya yaşamak istiyorum" dediğimi hatırlıyorum! Bütün
bildiklerimi bir kenara bırakarak gezmem gereken bir masal ülkesi
burası...
Çocukların hemen hepsi suda. Evlerin alt kısımlarına, taşıyıcı
kazıkların arasına kurulmuş ipten salıncaklarda sallanıp sallanıp,
kahkahalarla okyanusa atlıyor, oynayacak bir şeyler topluyor,
sebepsiz yere koşturuyor, çocuk olmanın hakkını veriyor. Yaşça daha
küçük olanları, ilk okyanus araçları olan leğenlerinin içinde,
hayatı keşfettikleri meraklı bir