Ne acı!.. Bugün "Yanılma Günü" hayatımın.. İlk yanılgı, yeni
Kültür Bakanımızdan geldi.
Eski bakan, kültür ve sanatın kökünü kazıma hamleleri içindeyken,
yeni kabinenin yeni bakanı nedense bana "İyi" ilhamlar vermiş ve
iyimserliğimi yazmıştım. Beni aradı. Konuştuk. İstanbul'da buluşup
dertleşmeye karar verdik.
"Bu defa iyi oluyor gerçekten" diye yazdım, konuşmanın
ardından..
İstanbul'da, Türkiye'nin değil, Avrupa'nın Kültür Sanat Merkezi
İstanbul'da nedense bir türlü buluşamayışımız üzerinde pek
düşünmedim.
Çünkü Bakan harika bir şey yaptı.. Devlet Opera ve Balesi'ni
kurduğu muhteşem ekiple zirvelere taşıyan, rekorlar kırdıran Genel
Müdür Rengim Gökmen eski bakan tarafından görevden
alınmış, yerine iki kazı bile gütmekten aciz olduğunu daha Mersin
Operası başında iken gösteren Selman Ada atanmıştı. Ada
da, Gökmen'in harika ekibini darmadağın etmiş, hepsinin yerine
kendi adamlarını koymuş, o adamlar da repertuarı "Selman Ada"
imzalı eserlerle doldurmuşlardı ki, patronları teliflerle üç kuruş
kazansın.
Yeni Bakan, işte bu Selman Ada'yı alıp Rengim Gökmen'i göreve iade
edince "Dünyalar benim olmuştu.."
Ankara'yı bilenler "Fazla umutlanma.. Kültür Bakanlığı'nda bir
baş mikrop bürokrat var.. O gitmeden hiçbir şey düzelmez.. O
duruyorsa, Rengim gene gider" dediler. Güldüm geçtim.. Çünkü
yeni bakanın Rengim Gökmen'le gayet olumlu diyalog içinde olduğunu
duyuyor, birlikte yaptıkları çok olumlu işleri de gazetelerde
okuyordum..