Doksanlı yıllar.. New York'un ünlü müzikholü Lincoln Center'da
konser vereceğiz. Modern Folk Üçlüsü.. Tesadüf o sıralar Amerika'da
bulunan Başbakanımız Mesut Yılmaz da, Amerikalı ev sahiplerinin
onur konuğu.
Dünya salonu Lincoln Center'da konser vermek ne demek.. Hepimiz
heyecan içindeyiz.
Öğleden sonra bize verilen saatte prova için gittik ki, sahnede ona
yakın adam ses düzenini kurmak için çalışıyor.. Çocukların her
birine iki mikrofon. Biri sazları, biri sesleri için.. Arkada bir
destek gurubu var. Davul, piyano, kontrbas, kanun, ney, saz falan..
Kenarda da sunucu ben. Hepimize gene ayrı mikrofonlar ve hepsinin
kullanılacakları işe göre ayarları.. Adamlar da nasıl titiz.. İnce
eleyip sık dokuyorlar.. İki saate yakın bekledik.. Nihayet bitti.
Çocuklar mikrofonun başına geçip ses provası yapacaklar ki, birden
sahnenin ışıkları söndü..
Bre aman!.. "Ne oluyor" demeye kalmadı.. "Paydos" dedi, ustabaşı
havalı olanları.. ve saatini gösterdi, "Saat 17.00.. İş
kesilir..
"Nasıl yani.. Bir sound check yapmamız gerek.. Beş dakika
yeter!."
"Bir dakika bile uzatamayız. Sendika canımıza okur.."
"Fazla mesai öderiz" dedim ben, akıllı akıllı..
"Mümkün değil. Onun için sendikadan önceden izin almanız gerekirdi.
Biz toplanıp gidiyoruz.. Toplandılar ve gittiler.. Türk
Başbakanı'nın şeref konuğu olduğu konsere, ses düzeni kontrolü
yapmadan çıktık o gece..
***
Gene 90'lı yıllar.. Erman Hoca ile atv'de Kale Arkası'na
başlamışız.. Türünde ilk ve fevkalade ilgi görüyor.. Saat 23.00 te
başlıyoruz. Ona rağmen reytingler müthiş..
Bir sabah odamda yazılarımı yazıyorum.. Ercan (Nurlar içinde
yatsın, sevgili Arıklı) kapıdan girdi.. "Herkes konuşuyor,
günlerdir.. Merak ettim. Sizin programı izledim dün gece..
Gerçekten çok iyi ama, çok konuşuyorsunuz" dedi..
"Nasıl yani" dedim..
"Gece ikide eve geldim, televizyonu açtım.. İzlemeye başladım..
2.5'ta bitti. On birden, iki buçuğa program mı olur?."
"Mümkün değil patron" dedim. "Bizim program en fazla 90
dakika!.
O zaman yarımda bitmesi gereken program, nasıl 2.5'ta bitiyor?.
Efendim şöyle bitiyormuş.. Öğrendim.. Bizim atv'nin nöbetçi müdürü,
o gece rakip kanalın tam onbire bir James Bond filmi koyduğunu
öğrenmiş. Onunla savaşmak için vurmuş, spor programının beline
tekmeyi.. O saatte bulduğu bir aksiyon filmini Bond'un karşısına
koyunca, sarkmış bizim program 2.5'a..