"Ben bu restoranı çok sevdim" dedim, yanımda oturana.. "Kıbrıs'ta artık başka yerde zor yemek yerim.." Güldü.. "Burası sizin, ne zaman isterseniz" dedi.. Yanımda oturan Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı.. Daha yarım saattir, beraberiz, böylesi şakalaşacak kadar yakınlaştık.. Bir gece evvel de KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün ile kısa zamanda "Senli benli" olmuştuk.. Başbakan, sağın lideri Kıbrıs'ta.. Cumhurbaşkanı solun, üstelik.. Ama, cana yakınlık, içtenlik Kıbrıslı'nın baş özelliğidir, bilirim.. Fikirler ne olursa olsun, bu değişmez. Size sevgiyle, dostça bakmaları için de onunla ayni fikirde olmanız gerekmez.. Hem sağcı, hem solcu liderin benimle ayni fikirde olması mümkün mü?. Ama şu an bu satırları yazarken, Kıbrıs'ta arkamda iki dost bıraktığımı biliyorum.. Cumhurbaşkanlığı Köşkü olan bina, Kıbrıs, İngiliz Kolonisi iken, Büyük Britanya Genel Valisi'nin rezidansıymış, Lefkoşa'da.. Kapıdan bir salona girdik ki, müze.. Kıbrıs'taki kazılardan çıkmış binlerce yıllık tarih camekanlar arasında.. Vazolar, tabaklar.. İngiliz Vali'den kalma tabii.. Geri kalanı British Museum'dadır mutlak.. Sonra yemek salonuna geçtik.. Akıncı'nın ailesi.. Eşi Meral.. Oğlu, gelini.. Ben de Birinci Ailesiyle.. Ertan, eşi Melis..