Üstat Radi Dikici Bizans Saraylarından bu defa tam bir Bizans öyküsü anlatıyor..
Öykünün kahramanı İmparator Heraklius'un yeğeni Martina.. Farklı bir kişiliğe sahip. Ne var ki, özel durumlar nedeniyle Konstantinople halkının onu değerlendirmesi tarihçilerden farklı olmuş. "Esasında o gerçekten farklıdır, geriye önemli eserler bırakmıştır. Gençliğinde cıvıl cıvıl, bazen yaramaz, daha sonra Heraklius'un en önemli destekçisi ve başarılarında yardımcı olmuştur" diyor, Üstat.. Merakla okuyacaksınız..
İmparator Heraklius 5 Kasım 610 tarihinde törenle taç giydikten sonra aynı gün nişanlısı Evdokia ile evlenmişti.
İmparatoriçe Evdokia dokuz ay sonra bir kız çocuğu, Epifania'yı, daha sonra da Konstantin adını verdikleri bir oğlan çocuğunu doğurdu.
Ne yazık ki, oğlunu doğurduktan üç ay sonra bir sara krizi sonunda vefat etti. Çiftin mutluluğu çok kısa sürmüştü.
Çocukların bakımını önce imparatorun annesi Epifania üstlendi.
İmparator Heraklius'un o sırada Kartaca'da bulunan bütün kardeşleri Konstantinople'a taşındığı için, kız kardeşi Maria da kocası ve çocuklarıyla birlikte kendisine tahsis edilen konağa yerleşmişti. Heraklius, babası gibi, tüm aileyi sık sık sarayda yemeğe çağırıyordu. Kız kardeşi Maria'nın 15 yaşındaki kızı Martina da çok kere sarayda kalıyor ve çok sevdiği yeğenleriyle ilgileniyordu.
Nitekim bir yıl geçmeden çocukların tüm bakımını üzerine almıştı.
Minik iki çocuk Martina'yı yavaş yavaş anne gibi algılamaya başladığından, artık tüm zamanını sarayda geçiriyordu.
İmparator bu durumdan çok memnundu. Önemli bir sorunu halletmişti.
Çocuklarının bakımı artık emin bir eldeydi. Ancak ortada bir zorluk vardı.
Bebek Epifania ne kadar sıhhatli ise, Konstantin o kadar hastalıklarla boğuşuyor ve Martina'nın günlerce uyumadığı oluyordu. Nitekim bir gece uzun uğraşılardan sonra oğlanı uyutmuş, ne olur ne olmaz diye yanına uzanmıştı.