Dün sabah gazetemi kapıdan alıp, kahve masamın yanına yaydığımda
gördüğüm manşet buydu.
..Ve de bana sorarsanız, o kanlı pazarın ertesi günü için atılacak
en anlamlı başlığı bulmuştu, gazeteyi hazırlayan
editörlerimiz..
Terörün iki hedefi var..
Birincisi insanlarımızı korkutmak, ürkütmek, sindirmek..
Sokağa çıkmaz, alışveriş yapmaz, para harcamaz hale getirmek ve
böylece bir taşla iki kuş vurmak.. Para harcamazsak, ekonomi
sarsılır.. Sokaklar, alışveriş merkezleri, meydanlar boş olursa,
insanların moralleri bozulur.
Ve bu bir kısır döngü yaratır. Moral bozuldukça, daha çok içimize
kapanırız.
Maddi manevi daha kapandıkça moralimiz daha bozulur.. Daha
bozulunca, daha da harcamaz oluruz.. Daha harcamaz olunca, ekonomi
daha sarsılır. Ekonomi daha sarsılınca, moralimiz daha bozulur.
Daha kapanırız.. Daha kapanınca..
Bu böyle sürer gider.. Nereye kadar, tahmin edin..
İkinci hedefleri, alçakların.. Nüfusunun önemli bir bölümü Kürt,
önemli bir bölümü Alevi olan ülkemizde din, ya da ırk kaynaklı iç
savaş çıkarmak!.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu tehlikeleri gördüğü için,
çok kısa bir süre önce "Ulusal Seferberlik" ilan etti..
Kendisinden başlayarak, herkesi, hepimizi kapsayan, hepimize görev
veren bir seferberlik..
"Topyekun Seferberlik" derler bunun adına..
Psikolojik savaşı kazanmanın bilinen tek yoludur.. Herkese görev
düşer Topyekun Seferberlik'te.. İstisnasız herkese..