Hıncal Uluç Sabah Gazetesi

Bozkır’dan Beykoz’a sönmeyen meşale!.

Modern Folk Üçlüsü'nün en yakışıklısı, en güzel alaturka söyleyeni (Biz ona Alaturka Ahmet derdik) Dr. Ahmet Kurtaran ki, bu ülkeye diş ekimini (İnplant) getiren ve öğreten hocadır) sıkı bir...

13 Ağustos 2017 | 280 okunma
Modern Folk Üçlüsü'nün en yakışıklısı, en güzel alaturka söyleyeni (Biz ona Alaturka Ahmet derdik) Dr. Ahmet Kurtaran ki, bu ülkeye diş ekimini (İnplant) getiren ve öğreten hocadır) sıkı bir Kolejlidir.. 1970'li kuruluş yıllarımızda hele Kolej konserlerinde, benim de bağıra çağıra katıldığım, Kolej Marşını söylerdik. "Bozkırda yeşil bir yuva" diye başlayarak.
Şimdi o Bozkır'daki yuvanın Beykoz'daki uzantısı hepsini geçti bence.. Bir vadide bir bina ile başladı. Lise, orta, ilk, ana derken sonunda üniversiteyi de kurdular. O ilk yıllarda ziyaret etmiş, gezmiş ana okulundakiler dahil, öğrencilerle sohbet etmiş, oturmuş eğlenmiştik. Genç bir öğretmen kılavuzluk etmişti bana gezimde.. Sonra Kültür ve Turizm Bakanı olan Mahir Ünal..
Geçenlerde Doktor'la sohbet ediyoruz..
"Ne oluyor Beykoz'da, yıllardır görmedim" dedim.. " Bu yıl, 20. yılımız" dedi.. "Gelip görmen gerek..
"Hele sen bir anlat.. Ben sonra gelirim" dedim..
Ahmet Doktor, bir emaille anlattı.. Buyrun!.. *** TBMM 1 Kasım 1925 tarihli 2. Dönem Açılış konuşmasında Gazi Mustafa Kemal, ülkenin çok önemli bir sorunu olan Milli Eğitimden söz ederek; "...Önümüzdeki yıl devletçe yapılabilecek en büyük özveriyi rica ederken, varlıklı vatandaşlarımızın korunmaya değer çocuklarımızı özel girişimleriyle okutup, yetiştirmelerini önemle tavsiye ederim" dedi.
Çağdaş bilime ve insan haklarına dayalı, ulusal kültür birikimimizi evrensele ulaşan, toplumsal ve bireysel gelişimin, ekonomik ve teknik ilerlemenin yarattığı gereksinimleri karşılayacak seviyede insan yetiştirmeyi amaçlayan bir eğitim kurumunun kurulması yönündeki bu görev, o gün toplantıya katılan tüm milletvekilleri tarafından coşku ve alkışlanarak kabul edildi.
Bu çağrı üzerine 31 Ocak 1928'de "Türk Maarif Cemiyeti" kuruldu. 12 Ocak 1939 tarih ve 2/12441 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla "Kamu yararına çalışan" bir dernek olarak tanımlandı ve Haziran 1946'da ise adı "Türk Eğitim Derneği (TED)" şeklinde tescil edildi.
İşte öğrencilik yıllarım, o zaman kışları duman ve isten solunamaz hale gelen Ankara'nın sisli, puslu havasında, bu okulun tertemiz, aydınlık, özgürlükçü, çağdaş eğitime gönül veren kişilerinden bir şeyler öğrenme gayretiyle geçti. Sonrasında bu "Kolejlilik Ruhu", çoğumuz gibi benim için de bir yaşam tarzı oldu.
Ben, 1964'te Ankara TED'den mezun olanlardanım. Cebeci'yi Kızılay'a bağlayan yolun Yenişehir semtindeki Kolej'in, sağı kızların, solu ise biz erkeklerin okuluydu. O yıl tarihi bir kararla, ortaokuldan başlayarak "kız-erkek ayrı okuyan koleji birleştirme" kararı alındı.
O yıla kadar kızlar İngilizcede, bizlerse fende üstündük... Sonra onlar feni kavradılar da, bizlerin İngilizcesi de işte ancak o kadar olabildi...
Bu beraberlik ve bir aradalığın bizlere çok şeyler kazandırdığını, aradan geçen 50 yılı aşkın zamana rağmen, bağımızın dün gibi sapasağlam ve sevgi dolu olarak aynı heyecanla devam ettiğini söyleyebilirim.
Sonrası, ailece İstanbul'a göç ettik. Göçmen kuşların beraber uçma içgüdüsü ile önceleri Kolejliler "Ortaköy Ziya'da" toplanıyorduk. 1984'te, Tarabya sırtlarında kendimize ait lokalimiz "Torch'a" (Meşale) kavuştuk.
Bilmeyenler için Kolej'in arması ortada, eğitim- öğretiminin simgesi "meşale" ile bunun solunda "tek", sağında ise "4 yıldız'ın yerleştirildiği" ve altında Türkiye'yi sembolize eden bir hilal'e sığdırılmış "Türk Maarif Cemiyeti" (ki sonrasında Türk Eğitim Derneği) yazan bir logo olup, 20 Mart 1929'da kabul edilerek günümüze kadar gelmiştir.
Meşalenin solundaki tek yıldız, cumhurbaşkanının yüksek himayelerini, sağındaki yıldızlar da Başbakan ile Kongre, Umumi Merkez Heyeti, İdare Heyeti yetki ve otoritelerini ifade etmektedir. Bu gerçekler, 90 yılına girecek Türk Eğitim Derneği'nin bugünü içinde geçerlidir.
Halen, kuruluşundaki ilklere sadık, eğitim-öğretim heyecanı ile disiplinini koruyan, TED şemsiyesi altında yurt genelindeki 35 okul ve 1 de üniversite bulunmakta, bunlarda gelirleri düşük sayısız başarılı öğrenci okumaktadır.
İstanbul'a geldiğimiz o yıllarda ki özlemimiz, Ankara'da içimizdeki bu Cumhuriyet tutku ve meşalesini, İstanbul'a da taşıyarak, burada da bir TED Okulu kurmaktı. 1996'da Harbiye Müzesindeki tarihi toplantı ile bunun kararını aldık. Bankacı, akademisyen, sanayici, üst düzey yönetici, otel sahibi, işadamı 12 yürekli kişi Acar Kent- Beykoz yerleşkesinde TED İstanbul Kolejini kurduk.
Sene 2017, TED İstanbul Koleji, kuruluşunun 20'nci yılına ulaştı. Okulun ne düzeyde eğitim verdiği, üniversite girişlerindeki başarısı, sosyal, kültürel, sportif yönlerden ayrıcalıklı bir okul olduğunu ben yazmayacağım, tarafım, duygusal olarak abartabilirim...
Geçenlerde sevgili Boss'a (Hıncal) "Buluşup okula gidelim" dedim, herhalde onun yazacakları olacaktır... Bekleyelim görelim...
Bugünlerde birlik ve beraberliğe, el ele vererek güvenle yarınlara bakmaya ihtiyacımız olduğuna, bunun da eğitimden geçeceğine inananlardanım.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
En güzel manzara... İnsan!.. 23 Kasım 2022 | 4.132 Okunma Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. 24 Nisan 2022 | 300 Okunma Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. 23 Nisan 2022 | 618 Okunma Domenec Torrent, hoca moca değil!.. 22 Nisan 2022 | 377 Okunma Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. 21 Nisan 2022 | 268 Okunma