Zaman zaman bu medyanın içinde olduğum için utanıyorum.
Bu ne Utanç medyasıdır!.
Bu ne çirkin medyadır!.
Şu anda bu köşede okuyacaklarınız, hem de geçen çarşamba gününden
beri tüm gazetelerin, tüm haber müdürlerinin tüm editörlerin, tüm
köşe yazarlarının elinde.
Mahsus beklettim, bakayım kaçı haber yapacak, kaçı köşesinde
yazacak diye..
Nerdeyse hiç iyi mi?.
Oysa hiçbir şahidi, kanıtı olmayan bir iddiaya dayanarak, bu
ülkenin bugüne dek adı hiçbir olaya karışmamış, hatta en basit
çapkınlık haberlerine dahi konu olmamış bir "Saygın" sanatçısını
"Tacizci" ilan etmişler, hakkında bırakın yargı kararını, dava bile
açılmamışken, kellesini almışlardı.
Onun 17 yaşındaki kızının ne hallere düşeceğine hiç aldırış
etmeden, neler neler yazmışlardı.
Hele Hürriyet'in bayraktarı Cengiz Semercioğlu kardeşim, Tv'deki
ucuz dedikodu programına reyting sağlamak, yangına körükle giden
sosyal medya trollerine yaranmak için, insan haklarının en kutsalı
"Masumiyet Karinesi"ni hiçe sayarak, Talat'ın film ve dizi
işlerinden hemen kovulması için nasıl amansız bir baskı
operasyonuna başlamıştı, köşesinde ve ekranında..
Öyle azıtmıştı ki, "Kararı beklemem.
Dava açılsın, hemen işine son veririm" diyen dizi yapımcısına bile
tahammül edememiş adeta "Kov..
Kov.. Kov.." kampanyası açmıştı.
Savcı, olay yerinde bulunan 12 kişinin ifadesini aldıktan sonra
"Takipsizlik" kararı verdi. Kostümcünün itirazı da reddedildi. Olay
hukuken kapandı.
Bu defa Talat'ın oynadığı dizi üzerinden konuyu sürdürdüler.
Dizinin reytinglerinin düşmesi, batması için algı haberleri ve köşe
yazıları yazmaya başladılar.
Ellerindeki haberleri hiç utanmadan, sıkılmadan saptırdılar.