***
***
..Ve son bir not.. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nce
Fransa'nın teklifi ile alınan Türkiye'nin Kınanması Kararı'nı
Amerika ve Rusya "Veto" etti.
Demek ki neymiş, Dip- lo- ma- si?.
Şimdi düşünün, utanın ve özür dileyin bakalım izanınız ve yüreğiniz
varsa, ortalık karıştırıcı ve bölücü menfaatperestler!.
***
Okur Temsilcisi yokluğunda...
Hürriyet'te ve bizde ve okur şikayetlerini dile getiren iki yazar
vardı.. İki "Okur temsilcisi.."
Faruk Bildirici'yi hemen tüm muhabir ve yazarları PR bölümünün
anlaştığı kişi ve kurumlarının haber ve yorumlarını yazan
Hürriyet'ten kovdular.. Bizim İbrahim Altay ise terfi etti ve Daily
Sabah Genel Yayın Yönetmeni oldu.
İkisinin de yeri boş..
Ben dünyada "4. Güç" olarak bilinen ve ilk 3 güç,
Yasama, Yürütme ve Yargı'yı denetleyen ve eleştiren Medya'nın da
asıl, en başta denetlenmesi ve eleştirilmesi gerektiğine
inananlardanım.
Biz herkesi ama herkesi eleştirmekte özgür olacağız. Ama bize
karışan görüşen olmayacak.. Meydan bizim.. Haydi salla!. Olur
mu?.
Bu yüzden, yeri düştükçe, kendi gazetem dahil eleştirilerimi
yazıyordum zaten..
Ortada "Okur Temsilcisi" kalmayınca dozu arttırma kararı
verdim..
Hürriyet, en başta da Ertuğrul Özkök dostum ipin ucunu iyice
kaçırdı.. Artık onun her yazısının paralı, yani "PR
Bölümünün yaptığı paralı anlaşma gereği"
olduğunu düşünmeye başladım.
Hürriyet'in kendisi bunlara "Proje yazısı" diyor
ama hangi yazının Proje, daha doğrusu benim yazışımla PRoje
olduğunu açıklamıyorlar.
Bu gazetenin tüm yazarlarını şüphe, töhmet altında bırakacak
boyutlara ulaştı.
İşte dün!.
Köşesinin nerdeyse dörtte üçünü Saran Holding yazılarına ayırmış..
Ortak dostumuz Sadettin Saran'ı da "Türk sporunun en etkili 10
ismi" arasına "Banko" koymuş.. Koyabilir. Herkesin fikrine
saygı..
Ama durup dururken bu Saran aşkının sebebi "Geçen
hafta Sadettin Saran'la birlikte Saran
Grubu'nun Hırvatistan'ın Split kentinde
satın aldığı oteli görmeye
gittik" diye başlayan yazısı ile anlaşılınca.. Koyduğu
resimden hem de özel uçakla gittikleri anlaşılınca..
Ertuğrul'a sordum..
"Sadece ama sadece 2019 yılında, yurt içi ve yurt dışı kaç davete
katıldın" dedim. Cevap vermedi. Çünkü veremedi. Çünkü verse, yılın
büyük bir kısmını davet ülkeleri ve kentlerinde geçirdiği, en az
yaşadığı yerin İstanbul olduğu ortaya çıkacaktı.
PR bölümü daveti ve fiyatı ayarlasın. Sen git, gez, ye, iç, yat ve
okura "Bu bir Advertoryal/ Paralı
yazıdır" uyarısı koymadan yutturmaya çalış..
Advertoryal yazıları biz icad etmedik. Dünya medyası kullanıyor,
ama tepesine "Advertoryal" yazma mecburiyeti ile.
Senin hangi yazın paralı, hangi yazın içinden geldiği, düşündüğün
gibi bilmiyorum. Bilmediğim için de sadece senin değil, Hürriyet'in
tüm yazarlarından, başta olaya ses çıkarmayan, göz yuman Genel
Yayın Müdürü/ Yazar Vahap Munyar kardeşim olmak üzere herkesin
yazılarından şüphe ediyorum.
Bu defa açıklamayı senden değil, Munyar'dan bekliyorum.
Önceki CEO zamanında, kendi imzası ile açıklanan/ İtiraf edilen
PRoje sistemi devam ediyor mu, Munyar?.
Yeni uygulama nasıl!.
***