Korel ve Ergenç de maddi, manevi tazminat davası açmışlar.
10 yıl süren dava sonucunda mahkeme davacılara dört yüz ellişer bin lirası maddi, ellişer bin lirası da manevi olmak üzere toplam 1 milyon lira ödenmesine karar vermiş.
Şimdi soruyorum..
Bu nasıl bir adalettir ki; trafik canavarları veya doktor-hastane ihmaliyle hayatları kararan insanların, açık bırakılan rögar, inşaat çukurlarında can verenlerin, eğlencelerde maganda kurşunlarının ve daha sayabileceğimiz bir sürü rezilliğin kurbanlarına, ölmüşse yakınlarına, "Tazminat zenginleşmeye sebep olamaz" diyerek üç otuz paraya hükmeden mahkemelerimiz, her gün zaten yüzlerce resmi çıkanlara, iki resimleri daha çıktı diye, 1 milyon lira tazminata karar verir?. Onlar zaten zengin, diye mi?
Yitip giden canların, sakat kalan insanların yanında, davacılar yaşanan bu durumdan hele de "Manevi" olarak ne gibi zarar gördüler acaba? *** Olayı biliyorsunuz..
Maslak'ta evine gitmek için Metro'ya inmek istemiş, vatandaş M. Ali Eriç.. Ve yürüyen merdivene yürümüş.. Merdivende o sırada zaten bir yığın insan daha var.
Bu sırada merdiven çökmüş. Kaçan kurtulmuş. Eriç, çöken boşluğa düşmüş. Uzun uğraşlarla itfaiye kurtarmış. Talihli(!) Eriç bir kol kırığıyla kurtarmış. Tabii, depresyon, psikolojik durum bizde konu bile edilmez.
Neyse..
Olay üzerine İstanbul Belediyesi hemen bir resmi açıklama yaptı.. Aynen alıyorum.
".. bakımı yapılan yürüyen merdivenin önündeki tehlike uyarı tabelasını dikkate almayan bir vatandaşın, yürüyen merdivene bindiği.."
Yani, ölümden dönen vatandaşı anında suçlu ilan ediyor, çöken merdivenin sahibi belediye..
Şimdi bu yazıya eklediğim fotoğrafa bakın..
Çökme tehlikesi olduğu için bakıma alınmış ya.. Ölüm tehlikesi için Vatandaşı "Uyaran(!)" merdiven başı levhası aynen bu.. Kazadan sonra haber yapan Kanald Anahaber muhabiri ve arkasındaki o müthiş levhayı ekrandan çektim. "Bu ekipman ..../..../ 201..., ..../..../201... tarihleri arasında bakım çalışması nedeniyle servis dışıdır. Anlayışınızı dileriz." Yani Bedii Faik Ağabeyim gibi, bu kamu açıklamasını yazan ve yayanlara, Türk Ceza Kanunu'na göre suç sayılmayan bütün küfürleri etmek isterim. Yahu, tarih yerleri doldurulmamış, sanki orda senelerce durmak ve icap ettiğinde o tarihler doldurulmak üzere konmuş gibi duran ve sadece yürüyen merdivenin (O da levha doldurulursa) işaret edilen günlerde çalışmadığını ifade eden bu levhada "Dikkat!. Ölüm tehlikesi" uyarısı var mı?. O da yetmez.. O yolu keseceksin zincirle. Üzerine de kuru kafa koyacaksın.."Dikkat!.. Ölüm Tehlikesi" yazacaksın ki millet, yürümese de, "Ben kendim inerim" diye zincirden atlayıp merdivene girmesin. Belediye resmen, alenen, gaflet, hatta hıyanet içinde vatandaşlarına.. M. Ali Eriç kardeşim.. Derhal iyi bir avukat bul. Parasından korkma.. Belediye öder onun masrafını.. Tazminat davası aç. Maddi.. Kaça mal olduysa bu kırık sana.. Hastane masrafları ve çalışmadığın günlerdeki kaybın..
..Ve de manevi.. Sende bıraktığı ruhsal izler.. Mesela bir daha yürüyen merdivene binememek.. Metro fobisi.. Avukatın bu işleri benden iyi bilir.
Aç davanı ve görelim bakalım, resim basanlara 1 milyon lira ceza veren Türk Mahkemeleri, bu gaflet, dalalet ve olası "Çoklu cinayet" için, kaç milyona(!) karar verecek!.
Sana bir şey diyeyim mi?. Bu iş Amerika'da başına gelse, en az 5 milyon dolar bugün cebindeydi. Mahkemede 10 milyon kazanmayasın diye, evinde seni bulacak Belediye avukatı, 5 milyonluk çekle uzlaşma teklif edeceği için..
Bu davayı aç, M. Ali Eriç!.
Aç da ibret olsun Belediye'ye..
Ya da İstanbul'da hâkimler var mı, biz onu görelim!..