Yatmadan önce otomatik kayda aldığım iki şov var. İkisi de
fevkalade eğlenceli, keyifli.. Biri Jimmy Fallon şov.. Öteki Ellen
DeGeneres!. Ellen, şovlarında hep ayni şeyi vurguluyor..
"Sevgi!."
Birbirimizi seversek dünyanın nasıl güzelleşeceğini anlatıyor..
Taktığı şey, cep telefonu.. Aynen benim gibi, bu alete düşman..
Niye düşman Ellen?.
Geçen gece kendi anlattı. Bakın neler dedi, ekrana çıkar çıkmaz,
biz seyircilerine..
"Size bazı haberlerim var. Hiç de iyi haberler değil bunlar..
Teknoloji bize zarar veriyormuş biliyor musunuz?.
Anlaşılan o ki, çeşitli vücut ağrılarımızın çoğu cep telefonu
kaynaklıymış. Okuduğum bir çalışmaya göre sorunlu üç ana bölgemiz
varmış vücudumuzda.
"Teknik Boyun" diye bir hastalık çıkmış ortaya.. Bu boyun ağrısına
durmadan başımızı öne eğip telefona bakmamız sebep oluyormuş..
Tedavinin yolu da ağrıya sebep olan cep telefonuna bir egzersiz
uygulaması indirmekten geçiyormuş..
Ama o zaman boynumuz daha çok ağrımaz mı?.
Her neyse. Bende "Teknik Boyun" hastalığı olduğunu fark ettim.
Bu yüzden asistanımdan, ben okurken telefonumu daha yukarıda
tutmasını istedim. Ben böyle hallettim.
İkincisi..
Ekrana saatlerce bakmaktan "e-mail Gözü" hastalığına da
yakalanabilirmişiz. Bu hastalık baş ağrısına, gözde kaşıntıya ve
bulanık görmeye neden oluyormuş.. Hatırlarsınız, eski sistem
birbirimize mektup, not yazarken başımıza gelen en kötü şey
elimizde kâğıt kesiği olmasıydı.
Telefon kullanımı kaynaklı, en yaygın sakatlanma ise "Mesajlaşma
Parmağı" adlı olanı.
Durmadan tekrarlanan kavrama, dokunma ve kaydırma hareketi
parmaklarda "Mesajlaşma Parmağı" hastalığı yapıyormuş.
Bunu düzeltmek için yapabileceğiniz tek şey şu.
Telefonunuzu bırakın.
Bunu yapın. Cep telefonunu bırakın.
Bir şey öğrenmek istiyorsanız, internette aramayın. Birine
sorun.
Böylece bir insanla sohbet edebilirsiniz. Bir arkadaşınızla
konuşmak istiyorsanız mesaj yollamak yerine gidip onu bulun..
Görün. Konuşun.. O zaman gözlerinin ne kadar güzel olduğunu da
hatırlarsınız.
Biriyle tanışmak istiyorsanız, parmaklarınızı kaydırmayı bırakıp
kafeye falan gidin. Birine eski moda yöntemle çıkmayı teklif edin..
Sonra onunla evlenip üç çocuk yapın.
Sonra uykusuzluk çekmeye başlayıp kavga edin.
Sonra eşinizin ne kadar gürültülü yemek yediğini nasıl olup da fark
etmediğinizi sorgulayın.
Sonra çift terapisine gidip, bir ayda boşanın.
Kendinize yeni bir Tinder (Tanışma/ Buluşma) hesabı açın ve o hesap
sayesinde, aslında başından beri eşinizle birbiriniz için
yaratılmış olduğunuzu fark edin.
Tekrar bir araya gelin.
Daha çok içmeye karar verin ve sonsuza dek mutlu yaşayın.