Gene öfkeliyim.. Bugünlerde her şey beni fena halde
öfkelendiriyor.. Ülkenin hali.. Hal meydanda iken, el ele verme
yerine, yangına körükle giden siyasetçiler, gazeteciler..
Cennet vatanın içindeki güzellikleri izlemeye yazmaya, insanlara "O
kadar karamsar olmayın. Bakın Türkiyem'de neler var" demeye
çırpınıyorum, tek başıma..
Hayır.. Seçim var ya.. Oy var ya.. Gerisi önemli değil.. Yahu işte
başta Yavuz (Donat) gittiği her yerden yazıyor. İşte hepimiz,
gittiğimiz her yerde görüyoruz. İşte anketler, söylüyor.
Cumhuriyet tarihinin en ilgi duymadığı seçimi yaşıyor halk.. Ana
fikir "1 Kasım geçsin de ne olursa olsun.."
Ama "Halkım niye aldırmıyor" diyeceğimize, birbirimize daha
şiddetle saldırmaya devam ediyoruz.
Bugün aslında, Sakıp Sabancı Müzesi'ndeki "Zero" sergisiyle ilgili
son yazımı yazacak, sizi bu hafta sonu bu sergiye bir daha davet
edecektim. Öyle şeyler oldu ki, ön alan.. Beni gene öfkeden deliye
döndüren.. O yazım haftaya kaldı.
Çetin Ağabeyi kaybettik.. Haberi veren sözüm ona, güya, lafa ve
reklama gelince "Haber kanalı" diye adı geçen tenekelere baktım
akşama dek, evden çıkmadan..
Yahu Çetin Altan bir anıt.. Gazeteciliğiyle.. Siyasetçiliğiyle..
Yazarlığı, edebiyatçılığıyla.. Son zamanlarda alenen resmen
feylesofluğuyla anıt..